Jump to content
  • İlhan
    İlhan

    En Fazla Patent Başvurusu Yapan Otomotiv Firmaları

    21. yüzyıldayız ve günümüzün en yaygın motor tipine sahip olan ilk içten yanmalı otomobil 1886 yılında Mercedes'in kurucularından Karl Benz tarafından tanıtılmıştı. Aradan geçen 120 yılda otomobiller inanılmaz bir değişim gösterdi. İlerleyen teknoloji sayesinde de artık otomobillerde gerçekleşen yenilikleri takip etmek bile gerçekten de mümkün çok zor.

    Otomobil markaları ve bu markalara tedarikte bulunan üreticiler ise AR-GE bölümlerinde geliştirdikleri ürünleri tescilleyip sahip çıkmak için patent bürolarına başvuruda bulunuyorlar. Sistemin çalışmasını çizimlerle ve anlatımlarla açıklayan firmalar bu sayede emeklerini kaptırmaktan kurutuluyorlar. Bu doğrultuda 2009-2013 yılları arasında bu başvurular ile ilgili bazı grafikler dikkatimizi çekti. 

    Aşağıdaki grafikte hangi otomobil marka ve parça üreticilerinin bu yıllar arasında ne kadar başvuruda bulunduğu gösteriliyor.
    otomobil%2Bpatent%2Bda%25C4%259F%25C4%25
     
    Toplamda yapılan 145.538 adet patent başvurusu içinde Toyota 6308 adet ile başı çekiyor. Bu tüm başvurular arasında %4.3 oranında pay ile gerçekten de dikkat çekici. Toyota'yı 4889 adet patent başvuru ile Alman elektronik devi Bosch izliyor. Hyundai, Honda bu ikilinin hemen ardında yer alırken Denso ve Seiko'da dikkat çekici bir yerde bulunuyor. Daha sonra ise Mercedes'in de içinde yer aldığı Daimler geliyor. Chevrolet, Opel, Cadillac gibi markaların sahibi olan GM, Japon Mitsubishi ise bu markaları takip ediyor. 10. sırada bulunan Continental ise ilk 10'da bulunan tek lastik üreticisi olduğu için büyük önem taşıyor. 
     
    Üreticilerin dağılımını gördükten sonra şimdi de hangi kısımlarda en çok patent başvurusu yapıldığına bakalım. 5 farklı bölümün bulunduğu bu listede 36.026 adet ile motor ve şanzıman patentleri en önde yer alıyor. Onu 23.212 adetle Navigasyon ve 21.546 adetle de yol tutuş ile alakalı olan başvurular izliyor. Güvenlik 10.853 adet ve bilgi-eğlence sistemlerine yapılan başvurular da 5649 adetle ilk 5'e girmeyi başarıyor. 
    otomobil%2Bpatent%2Bda%25C4%259F%25C4%25
    Ayrıca yakıt tüketim, bilgi eğlence sistemleri ve iletişim, otonom sürüş ve sürüş yardım sistemleri gibi günümüzde en fazla beklenti içinde olduğumuz teknolojileri marka bazında inceleyecek olursak özellikle yakıt tüketimi ve bilgi eğlence sistemleri konusunda Hyunda'nin ne kadar gayret ettiğini açık bir şekilde görebiliriz. Otonom sürüş konusunda ise Toyota bu konuda öncü üreticilerden birisi olabileceğini yaptığı başvuru miktarından kanıtlıyor.
    otomobil%2Bpatentleri-4.jpg
    Otonom sürüş ile yakından alakalı olan Sürüş Yardım Sistemlerinde ise Alman Bosch firmasının açık bir liderliği söz konusu. Mercedes'i bünyesinde barındıran Daimler ise Bosch'un hemen arkasından geliyor. Ayrıca Continental'de bu listede yer alıyor. 3 Alman üreticinin sürüş yardım sistemleri konusunda ilk 3'de yer alması Alman otomotiv sanayinin bu konuda ne kadar ilerlemiş olduğunu da açık bir şekilde gösteriyor.
    otomobil%2Bpatentleri-5.jpg
     



    Kullanıcı Yorumları

    Tavsiye Edilen Yorumlar

    Hyundai tebrik etmek gerek.

    10-15 sene önceki ile şuan ki arasında her anlamda çok fark var gerçekten.

    • Beğen 1

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Şimdi ne oluyor bu patentli yenilikleri kullanacak olan diğer firmalar , patent sahibi firmaya nasıl ödeme yapıyorlar , yani patent sahibinin kar durumu nasıl belirleniyor. ???

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Hadi hayırlısı Hyundai adına gurur duydum. BOSCH siz neden gidip kendi otomobilinizi üretmiyorsunuz dayıcım, tebrikler :D  

    • Beğen 2

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Bosch yaşam için teknoloji :) +1 kez daha gurur duydum ..

    • Beğen 1

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Malesef motor ve şanzıman gelişimi konusunda yolun sonuna geldik desek yanılmış olmayız. Gelecek artık tamamen elektrikli araçlarda. Hybrid bile değil saf %100 elektrik. Ne şanzıman derdi var ne yağıydı suyuydu derdi var. Performans desen, içten yanmalı hiçbir araç malesef yanına bile yaklaşamıyor kaliteli bir elektrikli aracın. Kısa sayılabilecek 5-10 sene gibi bir zamanın ardından, bu yeni çağa ayak uydurumayan firmaları çok zorlu günler bekliyor. Şu vakitten sonra argesini elektrikli araca kaydırmayan firma nasıl bir yanlış içinde belli değil. Bu konuda başı çeken firma da bildiğimiz üzere Tesla. İçimdeki uyuyan Tesla canavarını uyandırıyor böyle konular :D 

    İncelemek isteyen arkadaşlar için:

    https://www.tesla.com/

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    12 saat önce, tarahumara :

    Malesef motor ve şanzıman gelişimi konusunda yolun sonuna geldik desek yanılmış olmayız. Gelecek artık tamamen elektrikli araçlarda. Hybrid bile değil saf %100 elektrik. Ne şanzıman derdi var ne yağıydı suyuydu derdi var. Performans desen, içten yanmalı hiçbir araç malesef yanına bile yaklaşamıyor kaliteli bir elektrikli aracın. Kısa sayılabilecek 5-10 sene gibi bir zamanın ardından, bu yeni çağa ayak uydurumayan firmaları çok zorlu günler bekliyor. Şu vakitten sonra argesini elektrikli araca kaydırmayan firma nasıl bir yanlış içinde belli değil. Bu konuda başı çeken firma da bildiğimiz üzere Tesla. İçimdeki uyuyan Tesla canavarını uyandırıyor böyle konular :D 

    İncelemek isteyen arkadaşlar için:

    https://www.tesla.com/

    Üstat, elektrikli araçlara yetecek kadar elektrik üretildiği zaman çevreye çok fazla gaz salınımı yapılacak. Yine çevre kirlenir.

    Hybridlerin popüler olmasının sebebi şu;

    Şehir içinde içten yanmalı teknoloji elektrikliden daha verimsiz. Ama yüksek hızlarda da içten yanmalı motorlar elektrikli motorlara göre daha verimli kalıyor. Sonuçta yüksek hızlarda elektrik kullanımı çok arttığı için elektrik ihtiyacı da artıyor. Daha fazla elektrik üretimi için daha fazla zehirli gaz salınacak fabrikalar tarafından

    Dolayısıyla hybrid iki teknolojinin verimli taraflarını birleştirip, verimsiz yönlerini kullanmadığı için şuan elektrik teknolojisine göre aslında daha çevreci. 

    Ama gün gelir ilerleyen teknoloji seri elektrik üretiminde daha çevreci yollar bulursa, o zaman işler değişir

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Elektrik üretirken karbon salınımı mutlaka çıkacak diye bir kural nereden çıktı ki?

    Bugün elektrik üretmenin bir kaç yolu var.İster doğalgaz santralinden ister hidroelektrik santrallerden istersen nükleer santrallerden üretirsin.Özellikle Nükleer santral üretiminde zehirli gaz diye bir şey söz konusu bile olmaz.Bildiğim kadarı ile Hidroelktrik santrallerinde de böyle bir şey yok.Bu dediğiniz termik santraller için geçerli.Zaten çevreye zarar verdiği için bu tip santraller çokta revaçta değil.Ayrıca arabaların çevreci olması ile elektrük üretiminin çevreci olması çok farklı şeyler.Siz isterseniz termik santralden elektrik üretir filte takmaz ortalığı sera gazlarını ve zehirli gazları yayarsınız  isterse güneş enerjisinden üretir sıfır emisyonla  üretime devam edersiniz.

    Hepsi bir yana güneş enerjisinden ve rüzgar santrallerinden enerji üretimi almış başını gitmiş vaziyette.Almanya gibi bir ülke bu konuda rekor kırıp duruyor.Teknoloji geliştikçe panel verimi arttıkça diğer santrallere neredeyse ihtiyaç bile kalmayacak.Sistemler yaygınlaşınca evizinin çatısındaki paneller sayesinde para harcamadan (kurulum maliyetini kast etmiyorum) ve çevreye zarar vermeden arabanızı şarj edebileceksiniz.Bu açıdan bile bakınca içten yanmalılar hiç bir zaman elektrikli araçlar kadar çevreci olmayacaklar.

    Ama bana asıl ilginç gelen arabaların ihtiyacı için üretilmesi gereken elektrik miktarı.Türkiye'de bu gün 20 milyon araç var.Bunların 10 milyonu elektrikli olsa ve 3 günde bir şarj ettiğimizi farz etsek günde 3.3 milyon civarı arabayı şarj etmek gerekir.Peki bu araçlar için gereken elektrik miktarı ne kadar? Bir Atatürk Barajı bu iş için yeterli mi değil mi?

    Ayrıca hiç bir içten yanmalı motor elektrikli motor kadar verimli olamaz.Yanma sonucu ısı oluştuğu sürecede içten yanmalılar asla elektrikli motor verimini yakalayamayacaklar.Şu anda içten yanmalıların en iyileri  %30 civarı verimle çalışırken elektrikli motorlar (özellikle araçlarda kullanılan Endüksiyon motorları) % 95 civarı verimle çalışır.Şehir içi de böyle şehir dışı da böyle, kıyaslamak bile yanlış.

    Hibrit araçlar ise "bence" tamamen yetersizlikten ortaya çıkan ara çözüm.Bir işe yarayacak teknolojide değil.Batarya kapasite ve enerji yoğunlukları yeterli olmadığı için bu yola sapılıyor sadece.Ne tam çevreci ne tam ulaşılabilir seviyedeler.Yetenekleri ise son derece kısıtlı (işin %80 nini yine içten yanmalı motor yapıyor neredeyse)

    Şu anda elektrikli araçlar zaten sıfır emisyon gibi bir temel üzerinden yürüyor.Bu tür araçları kısıtlayıcı tek şey menzil.Sadece menzil.1000 km gibi bir sınır aşılınca oda kalmayacaktır.2025 gibi bir zamanda bundan daha uzun menziller öngörülüyor ki Tesla S model bugün gerçek kullanım şartlarında 500 km sınırını geçmiş vaziyette (100 kWh Batarya paketi ile)

    MIT batarya kapasitelerini ikiye katlayacak teknolojiyi tanıttı yeni.Aynı fiziki ölçülere sahip bataryaya iki kat enerji yoğunluğu sığdırıyorlar.Bu tür teknolojiler endüstrileştikçe içten yanmalılara veda etme vaktide o kadar yaklaşıyor.

     

    • Beğen 1

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Sizin anlattıklarınız da önemli. Fakat bu kadar yüksek enerji karşılama noktasında rüzgar santralleri, güneş panelleri ne ölçüde yeterli olur şahsen emin değilim. 

    Hybrid konusunda tamamen zıt görüşteyim açıkçası :D  Sonuçta uzun yoldaki bir aracın harcadığı elektriği temin için neler harcanıyor, salınıyor tam olarak bilmiyoruz; firmalar araştırmalarını yapıyorlardır muhakkak. Barajların çevreye ekolojik zararları, nükleer santrallerin riskleri, yenilenebilir kaynaktan elde edilen enerjinin dünyadaki otomobillere ne derece yeterli olabileceği; hepsi birer soru işareti gibi. Bunun yanında elektrik üretimi için yapılan her tesisin de bir karbon ayak izi olacaktır, onun da etkisi muhakkak büyük bir pay sahibi olur, çevreye zarar konusunda.  Elektrik depolamasondaki ve uzun yoldaki elektrik harcamasındaki yapılacak geliştirmeler de  çok önemli; muhakkak gelişecektir. 

    Ama şu bir gerçekki şuan elektrik ve hidrojene yatırım yapmayan firmalar, gelecekte sıkıntı çekecek.

    Alman hükümetinin de benzinli motorları gelecekte yasaklayacağına dair bir şeyler duyuyorum.

    Şu yeni torba yasadaki ÖTV düzenlemesi hemen yasallaştırılırsa ülkemizde çok somut ve büyük bir adım olacaktır.

    Prius, Tesla, diğer hybridler, ioniq ve diğer elektrikliler için iyi bir fırsat

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Tesla'nın pil üretmek için şuan inşaatına devam ettiği gigafactory e bir bakalım. Kapladığı yüzey olarak dünyanın en büyük binası burası. Hedef, pil ve araç üretimimin yanı sıra, bütün fabrikayı güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi ile çalıştırmak ki geçenlerde yanlış hatırlamıyorsam fabrikaya gelen bütün şebeke elektrik hatlarını kestiler. Daha detaylı bir bilgi için http://teslaturk.com/gigafactory/ adresindeki makaleyi okuyabilirsiniz.

    ZYJ72A.jpg

    • Beğen 2

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Bu konulara merakınız varsa, şu kitabı okumanızı öneririm.

    A3g5OQ.jpg

    • Beğen 1

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    51 dakika önce, EgeG :

    Sizin anlattıklarınız da önemli. Fakat bu kadar yüksek enerji karşılama noktasında rüzgar santralleri, güneş panelleri ne ölçüde yeterli olur şahsen emin değilim. 

    Hybrid konusunda tamamen zıt görüşteyim açıkçası :D  Sonuçta uzun yoldaki bir aracın harcadığı elektriği temin için neler harcanıyor, salınıyor tam olarak bilmiyoruz; firmalar araştırmalarını yapıyorlardır muhakkak. Barajların çevreye ekolojik zararları, nükleer santrallerin riskleri, yenilenebilir kaynaktan elde edilen enerjinin dünyadaki otomobillere ne derece yeterli olabileceği; hepsi birer soru işareti gibi. Bunun yanında elektrik üretimi için yapılan her tesisin de bir karbon ayak izi olacaktır, onun da etkisi muhakkak büyük bir pay sahibi olur, çevreye zarar konusunda.  Elektrik depolamasondaki ve uzun yoldaki elektrik harcamasındaki yapılacak geliştirmeler de  çok önemli; muhakkak gelişecektir. 

    Ama şu bir gerçekki şuan elektrik ve hidrojene yatırım yapmayan firmalar, gelecekte sıkıntı çekecek.

    Alman hükümetinin de benzinli motorları gelecekte yasaklayacağına dair bir şeyler duyuyorum.

    Şu yeni torba yasadaki ÖTV düzenlemesi hemen yasallaştırılırsa ülkemizde çok somut ve büyük bir adım olacaktır.

    Prius, Tesla, diğer hybridler, ioniq ve diğer elektrikliler için iyi bir fırsat

    Elektriğin nereden üretildiği ve üretilirken ne kadar sera gazı ve zehirli gaz salınımı yapıldığı Elektrikli arabaların sorunu değil ki?

    Bu mantıkla bakarsak toplam üretimde  Petrolün çıkartılmasına  nakliyesine damıtılmasına falanda bakmak lazım o zaman.bunları toplarsak Elektrik üretimi  hiç bir zaman petrolün verdiği zararı yakalayamaz.

    Hibrit için aynı fikirdeyim.Yaptığınız işin %80 nini içten yanmalı motora yaptırıyorsanız onun faydasından çok söz etmek mümkün değil.Fiyatlardan falan bahsetmiyorum bile.Benim için hibrit ara çözümdür ve ne rantbal ne ekonomik nede çevrecidir.

    Yeni torba yasada elektrikli ve hibrit araçlardan alınan verginin düzenleneceğini okumuştum bir yerdeçİnş vergiler adam gibi bir seviyeye gelirde 5 sene sonra yerli üretim veya Tesla Model 3 gibi bir tam elektrikli arabalar makul fiyatlara satılmaya başlanır memlekette.

     

    35 dakika önce, tarahumara :

    Tesla'nın pil üretmek için şuan inşaatına devam ettiği gigafactory e bir bakalım. Kapladığı yüzey olarak dünyanın en büyük binası burası. Hedef, pil ve araç üretimimin yanı sıra, bütün fabrikayı güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi ile çalıştırmak ki geçenlerde yanlış hatırlamıyorsam fabrikaya gelen bütün şebeke elektrik hatlarını kestiler. Daha detaylı bir bilgi için http://teslaturk.com/gigafactory/ adresindeki makaleyi okuyabilirsiniz.

    ZYJ72A.jpg

    Fabrikanın son hali; Bu gözüken fabrikanın bitmiş halinin %14'ü
     

    QQWZkG.jpg

    • Beğen 2

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    11 dakika önce, Teknisyen :

    Elektriğin nereden üretildiği ve üretilirken ne kadar sera gazı ve zehirli gaz salınımı yapıldığı Elektrikli arabaların sorunu değil ki?

    Bu mantıkla bakarsak toplam üretimde  Petrolün çıkartılmasına  nakliyesine damıtılmasına falanda bakmak lazım o zaman.bunları toplarsak Elektrik üretimi  hiç bir zaman petrolün verdiği zararı yakalayamaz.

    Hibrit için aynı fikirdeyim.Yaptığınız işin %80 nini içten yanmalı motora yaptırıyorsanız onun faydasından çok söz etmek mümkün değil.Fiyatlardan falan bahsetmiyorum bile.Benim için hibrit ara çözümdür ve ne rantbal ne ekonomik nede çevrecidir.

    Yeni torba yasada elektrikli ve hibrit araçlardan alınan verginin düzenleneceğini okumuştum bir yerdeçİnş vergiler adam gibi bir seviyeye gelirde 5 sene sonra yerli üretim veya Tesla Model 3 gibi bir tam elektrikli arabalar makul fiyatlara satılmaya başlanır memlekette.

     

    Hocam onların hepsi karbon ayak izine dahil ediliyor benim bildiğim tabi aynı şey içten yanmalılar için geçerli.  Bir X fabrikasının kaç tane otomobile enerji üretmek için ne kadar harcama yaptığı, çevreye verdiği zarar vs.    Dolayısıyla elektrikli arabaların kendi harcaması ve üretimdeki harcaması karnesine yazılıyor diye biliyorum; sonuçta talep artarsa üretim miktarı da artar. 

    Bu konuyu baya detaylı araştırmak lazım yukarıdaki kitabı merak ettim doğrusu :D 

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş

    Üretimden tüketime karbon ortalamasını almak mümkün gözükmüyor bana.Petrolü gemi ile taşımak ile borı hattından taşımak arasında dünya kadar fark var.Hacimli üretimde ortaya çıkan fark var.Üretim teknolojisi farkı var.Motor teknolojisi farkı var yani var oğlu var.Ortalama alsanız dahi bu gerçeği vermez.

    Zaten bu mümkün olsa ABD ve İskandinav ülkelerinde Tesla arabaları sıfır emisyon diye satamaz.Neticede elektrik üretiminden her arabaya bir pay düşmesi lazım.O zamanda sıfır olamaz.

    Yok ortalama alındıktan sonra bile kayda değer bir zarar ortaya çıkmadığı için sıfır deniyorsa bu sefer ilk söylediğiniz "elektrik üretiminden kaynaklanan kirlilik" tezi geçerliliğini yitirir.

    • Beğen 1

    Bu yorumu paylaş


    Yorum bağlantısı
    Diğer Sitelerde Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...