Jump to content

2012 Model Mazda CX-5 Test Sürüşü


mtutun
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

31 Mayıs 2012 Perşembe günü, sağolsun Damla  Mazda’dan Hamdi Bey’in yarattığı bir fırsat ile CX-5’i detaylı bir testten geçirme imkanımız oldu.

Dış Dizayn

Araçların dizaynları ile ilgili genellikle yorum yapmam. Çünkü sübjektif ve kişisel beğenilere göre değişebilen bir konudur. Ancak dizaynın teknik unsurları ile ilgili konuşabilirim. CX-5 dış görünümüyle modern bir dizayn olduğunu çok net hissettiriyor. En yeni aerodinamik dizayn unsurlarının hepsi bu araçta mevcut. Arkaya doğru alçalan tavan ama buna rağmen hafif eğimli tasarlanmış arka cam, bir SUV olmasına rağmen havanın rahat bir şekilde önden arkaya akmasını sağlayacak prüzsüz ve sert çıkıntıları bulunmayan akıcı dizayn. Ayrıca kalıp ve pres teknolojisinin ne kadar ilerlediğini vurgularcasına, kat ve dalga izleri ile dolu dış paneller.  Gövdeye mükemmelen entegre edilmiş farlar, stoplar ve ön panjur, aralıkları iyice minimize edilmiş panel ve panel/tampon aralıkları, kaliteli ve ışıl ışıl parlak boya. Bütün bu modern teknolojinin nimetlerini CX-5 üzerinde görünce onun yeni bir model olduğunu bilmenize gerek yok, zaten kendisi söylüyor size. Notum 5 üzerinden 4.

İç Dizayn

İç dizayn ile de ilgili çok yorum yapmak istemiyorum, çünkü bu da zevke göre değişebilir. Ama şunu söyleyebilirim ki; klasik Japon tarzı. Süslü ve eğlenceli görünmekten çok, sade, kolay anlaşılır ve kullanılır. Zaten bu tarzın Avrupada’da kabul görmeye başladığını söyleyebiliriz. Özellikle VW hemen hemen bütün kabinlerini fonksiyon öncelikli olarak tasarlamaya başladı. İç mekanın görünümü bana bir de bir önceki jenerasyon Mazda 3’leri de hatırlattı. Sanki o aracın geliştirilmiş ve kalitesi arttırılmış bir versiyonu gibi de hissettim.

İç mekan’da kullanılan malzeme kalitesi içinse söylenecek söz çok daha fazla. Plastikler, halılar, deriler hepsi gerçekten kaliteli. Premium sınıf ayarında mı? Hayır! Ama bugün ortada ben Premium arabayım diye gezen birçok Mercedes, BMW modelinden daha kaliteli. Gerçekten gördüğüm en kaliteli malzemelerin kullanıldığı orta sınıf Japon markalarına ait model diyebilirim. Bu yönüyle de kompakt SUV sınıfının (Premiumlar hariç) en kaliteli iç mekanı bence. Ve buna VW Tiguan da dahil. Birleştirme işçiliği nasıl? Klasik Japon. Sorunsuz ve uzun ömürlü olduğunu haykırır nitelikte. Notum 5 üzerinden 4. Hatta 4,5 bile olabilirdi, biraz daha şahsına münhasır ve anonim olmayan bir dizayn olsaydı. Ama burası sübjektif tabi ki…

Donanım

Benim test ettiğim araç 4x4 2.0 lt benzinli AT ve Power modeliydi. Hem güvenlik hem de konfor donanımı süper! Başka bir şey demeye gerek yok. EuroNCap testinden 5 yıldız alan CX-5’i bir de bu aktif ve pasif güvenlik donanımı ile de birlikte düşününce, insanın aracı kullanırken içi huzur doluyor. Konfor donanımı da çok iyi ama tek bir garip durum var. Böyle yüksek donanımlı bir araçta neden sürücü koltuğu hafızası yok? Sonuçta çok özel bir araç ve evde ehliyetli herkes kullanmak isteyecektir. 5 üzerinden 4,5.

Görüş Açıları

Ön görüş açıları için iyi bir tedbir almış Mazda. Bildiğiniz gibi büyük yan aynalar SUV sınıfının olmazsa olmazı. Mazda bunları kapı üzerine ve az bir şey geriye monte ederek ön çapraz görüşü iyileştirmiş. Bu yönüyle hem fonksiyonel, hem de emniyetli olmuş. Üstelik aynı metodu kullanan yeni araçlardan Subaru XV gibi A sütunları çok yatık olmadığından, kelebek camı kullanımı da gerekli olmamış ki; bu da aracın içinde oturanların minivan sürüyormuş izlenimine kapılmasını önlemiş. Aslında minivan sürüyor hissi kötü bir şey de değil, sadece bir şahsi zevk meselesi.

Arka görüş açıları ise, özellikle çapraz görüşlerde gerçekten kötü. Tasarımda aerodinamik kuralların dikte ettiği arkaya doğru alçalan tavan ve öne doğru eğilerek alçalan tavanla buluşan D direği yüzünden bagaj kısmı camları çok küçük ve üçgen formda. Kalın D direği ve küçük camlar yüzünden arka çapraz görüş de iyi değil. Bu sadece CX-5’in hatası değil, ne yazık ki modern birçok otomobil aerodinamik kaygılarla aynı sıkıntıya sahip. Mazda bu sıkıntının derecesini düşürmek için detaylı bir park sensörü sistemi ve geri görüş kamerasına yer vermiş. Yine de sıkıntılı alanlarda geri manevra yaparken dikkatli olmak lazım. Görüş açıları 5 üzerinden 3.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

  • Yanıt 162
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

  • M.E.G

    13

  • Fotifoti

    14

  • emregc

    18

  • mtutun

    68

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

Gönderilen Fotoğraflar

Konfor ve sürüş

Aracın belki de en dikkat çekici yönü yüksek konforu. Aracımızda standart 19’ jantlara rağmen yol konforu gerçekten çok yüksekti. İstanbul’un oldukça bozuk asfaltında da deneme şansı bulduğumuz CX-5 her koşuldaki süspansiyon konforu ile beni şaşırttı doğrusu. Yaklaşık 60 km boyunca büyük bir ütü gibi, asfalt bozukluklarını ütüleyerek gezdik. Aracı sakin olarak ve sabit hızlarda sürdüğünüzde motor sesi de gayet düşük, aynen yol uğultusunun düşük olduğu gibi. Yalnız ani hızlanma isteklerinde motor birden karakter değiştirerek gürültülü bir şekilde çalışmaya başlıyor. Yol sesi ve rüzgar sesi ise bu cüssede bir SUV için her zaman makul seviyede kalıyor. Aracın vites geçişleri sarsıntısız, amortisörlerinin çalışması sessiz, direksiyon gayet yumuşak ve itaatkar. Bu yönüyle CX-5 bende özellikle ABD pazarı için geliştirilmiş tam bir konfor aracı izlenimi uyandırdı. Konfor’a 5 üzerinden 4,5.

Performans ve yol tutuş

Açıkçası bu kadar konforlu bir aracın çok iyi yol tutuşa sahip olması beklenmez. Zaten SUV araçların daha yüksek olan ağırlık merkezinin de çok yardımcı olması beklenemez. Bu sebeple ilk viraja tedirgin ve temkinli giriyorum. CX-5 bana sürpriz yapıyor ve kendimi gereğinden çok yavaş girmiş bir acemi gibi hissettiriyor. Takip eden virajlarda kademeli olarak hızımı ve aracı zorlama miktarını arttırıyorum. Bir SUV için, hem de konforlu bir SUV için gayet başarılı.  Belirgin bir önden ya da arkadan bırakma eğilimi hissedemedim. Önden çekiş ağırlıklı SUV araçda ben önden daha erken alarm almayı bekliyordum ama burun kısımın yola asılış seviyesi gayet iyi. Arka taraf da izi fena takip etmiyor doğrusu. Verdiği hisler sportif zevkten çok, emniyetli kullanım yönünde. Yani bu araçtan sportif tatlar beklemek yersiz olur. Özellikle direksiyon ve daha sonra da süspansiyon sistemi oldukça hissiz geldi bana. Araçla çok iyi bildiğim bazı virajları beklediğimden daha hızlı dönebildim ama sanki bir bilgisayar ekranında bunu yapıyormuşum gibiyim. Zaten bu aracın amacı virajlarda zorlanmak ya da sportif kullanım değil. Bu yönüyle baktığınızda çok doğal bu veriler. Sonuç olarak CX-5 bir konfor ve emniyet aracı, bir sürücü aracı değil. Yani sportif sürüşten zevk alınacak bir araç değil. Biraz daha dinamik ve sportif lezzet sevenler için 6’yı, saf spor sürüş sevenler için de MX-5 ve RX-8 var.

Frenler nasıl peki? İyi, yani modern bir araç için ortalama değerde. Pedal hissini beğenmedim. Pedal yumuşak ama ilk basışta etkisiz görüntüde. Pedala daha fazla yüklendiğinizde ise etkinlik ve frenleme gücü artıyor. Ama bu güç lineer olmadığı için alışana kadar fren sistemi beklentiyi karşılamıyor izlenimi yaratıyor.

Ya performans? 2,0 litre, otomatik, awd bir SUV için performans sınıf ortalamalarının az bir şey üzerinde. Sınıf derken özellikle benzer özelliklerdeki Honda CR-V, Toyota RAV4 ve Subaru Forester’ı kasdediyorum. Çünkü bu 3 aracı da detaylı olarak test ettim daha önce. Evet CX-5 bu araçlardan bir miktar daha diri 0-100 ve ara hızlanmalarında. Buraya kadar çok normal ve güzel. Ama kağıt üstünde inceleme yaptığınızda bir miktar değil, bayağı bir iyi hissettirmesi lazım gibi görünüyor. Örneğin rakiplerin 12 saniye civarında verilen 0-100 km hızlanma verisi, benim test ettiğim CX-5 için 9,6 saniye veriliyor. Bu bir miktardan daha fazla olması gereken bir fark. Puan 5 üzerinden 4

AWD

Mazda internette yayınlanan basit bir tanıtım videosu haricinde, CX-5 de kullandığı awd sistemi ile ilgili çok detaylı bilgiler paylaşmıyor. Bunu Mazda Türkiye’den de bazı organizasyonlarda sorduğumuz halde, onlardan da şu ana kadar detaylı bilgilere ulaşamadım. Cx-5 ile yaptığım test sürüşünde arazide test etme şansımız olmadı ama asfalt üzerinde awd sisteminin çekişe ve emniyete katkıları ile ilgili bazı denemeler yaptık. Araç ağırlıklı olarak önden çekişli ve özelliklede yüksek süratlerde ekonomi için gücün büyük kısmını ön aksa gönderiyor. (hatta tamamını) Bu sebeple aracın sabit otoban hızlarında ani hızlanma ve beraberinde manevra yapma durumlarında awd sisteminin tepkilerini görmek çok önemli. Piyasadaki bazı araçlarda ön tekerlekler patinaja düşmeden arkaya güç iletilemiyor. Ya da iletildiği iddia edilse bile, uygulamada yeterince çabuk iletilemediği için araçlar genellikle patinaja düşme eğilimi, tork steering dediğimiz, direksiyonun güç altında sağa ya da sola çekmeye çalışması gibi eğilimler gösteriyorlar. Bu eğilimler de sizi tedirgin ederek gazı bırakmaya itebiliyor. Ya zor duruma düşüyorsunuz ya da sollama yapmaktan vaz geçiyorsunuz. Özetle 4x4 aracın nimetlerinden bu durumda yararlanamıyorsunuz. CX-5 ile sabit otoban hızlarından ani, tam gaz altında yüksek hızlara çıkma denemelerim esnasında herhangi bir patinaj eğilimi hissetmedim. Ya da söz konusu edilecek kadar direksiyonda çekme oluşmadı. Araç halihazırda önden daha fazla kuvvetle çektiğini hissettirse de, arkaya hızlı ve yeterince güç iletilebildiği gibi bir kanı hasıl oldu bende. Ve bu güzel bir şey. Bu kadarlık bir testle awd sistemine kendimi not verecek kadar bilgi sahibi olmuş hissedemedim yalnız!

Şanzıman, Gaz Pedalı ve Motor Uyumu

Aslında böyle bir başlığa yer vermek herhangi bir test yazısı için sıradışı. Ancak hem benim hem de eşimin çok net fark ettiğimiz bir zayıflığını CX-5’in daha iyi anlatabilmek için ayrı bir pasaj açmak zorunda hissettim kendimi.

Aracın sahip olduğu elektronik gaz pedalının programlaması ve/veya yeni Skyactiv şanzımanın programlanmasında bir gariplik var. Umuyorum, bu test ettiğimiz araca ya da ilk üretilen partiye özgü bir sorun olsun. Gaz pedalı hareketleri çok yavaş iletiliyor hem motora hem de şanzımana.  Ya da şanzıman ve motor gaz pedalından gelen tepkilere gecikmeli reaksiyon veriyor. Tamam modern otomobillerin hepsinde tüketim ve emisyon endişelerinden dolayı bu durum mevcut. Sürücünün her gaz pedalı hareketi aynen yansıtılmıyor motor ve şanzıman işletim sistemine. Böylelikle Dünya’da giderek ağırlaşan emisyon değerleri belli şartlar altında (az gaz uygulayarak sürüşlerde) daha rahat karşılanıyor. Ama ben CX-5 de bunu çok abartılı buldum. Bu yönüyle araç sanki Skyactiv teknolojilerinden çok, tüketimi düşürmek için aracın gücünün düşük süratli kullanımlarda sınırlanmasına güveniyormuş gibi bir izlenim bıraktı bende. Özellikle E-5 üzerindeki köprülerden birine manevra yaparken (hem viraj dönüp hem de yokuş yukarı düşük süratte) aracın inatla vites düşürmemesi (neredeyse 1.000 devre kadar düştü araç) ve durma noktasına gelmek çok ilginçti. Bu noktada araç benim gaz pedalına yarısına yakın mesafede basmam ile vites düşürdü ve yola devam edebildik. Bu konuyu fark ettikten sonra, birkaç kez daha deneme yapınca bu konudaki sıkıntı ortaya çıktı. Gaz pedalı sizin istediğiniz tepkiyi verebilmek için ciddi miktarda basmayı gerektiriyor. Bu durumda da zaman zaman istediğinizden fazla vites düşürdüğü için bu sefer de arzu ettiğinizden daha yüksek devirlere çıkabiliyor. Bu durum da doğal olarak sürüş konforunu olumsuz etkilediği gibi, büyük ihtimalle aracın hem ara hızlanmalarda hem de 0-100 hızlanmasında olabileceğinden yavaş hissettirmesinin sebebi de olabilir. Çünkü araçla birlikte geçirdiğim süre uzadıkça ve gaz pedalı tepkilerine yönelik test ve tecrübelerim arttıkça bir şey fark ettim ki, aracın en iyi ve arzu edildiği miktarda performansı vermesi için, belli bir aralıkta gaz uygulanması gerekiyor. Bence gaz pedalı ve fren pedalı tepkileri daha lineer (doğrusal) olmalı. Bu araçtan alınacak zevki arttıracaktır. Ayrıca aracın katalog değerlerini tutturamadığı gibi olumsuz bir algıyı da silecektir diye düşünüyorum.

Tüketim

İşte hiç sevmediğim bir konu, çünkü çok değişken bir olay. Bu konuda size yorum yapmaktansa bilgi vermeyi tercih ediyorum. Aracı aldığımda ortalama tüketim 14,2 lt /100km idi. Yaklaşık 60 km yol yaptım bunu sıfırlamadan. Ama yol şartlarımız genelde E-5 üzeri açık ve akıcı, E-5 / TEM bağlantı yolu yani hızlı ve akıcı, Samandıra içi yavaş ama akıcıydı. Sadece bir kez ışıkta 5 dakika kadar bekledik. Bu test süresince 7-8 kez tam gaz hızlanma testi yaptık. Araç içinde 3 yetişkin ve depomuz çeyrekten daha azdı.  Hava yaklaşık 24 C civarındaydı ve içeride klima yol boyunca açıktı. Testimiz sonunda ortalam tüketim 10,2 lt/100 km idi.

Özel Not; Kendisini ilk tanıdığımdan beri tutkuyla Mazda otomobillerini anlatan, müşteri sorularından hiç sıkılmayıp, aksine sürekli dostunuzla muhabbet ediyormuşsunuz hissi yaratan, bana önce bir MX-5 ve sonra da RX-8 satma becerisini göstermiş olan, CX-5 aracı bu kadar detaylı test edebilmemiz adına gereken tüm imkanları yaratan ve şirketimizi de ziyaret etmeyi ihmal etmeyen Damla Mazda’dan Sayın Hamdi Taytuk’a çok teşekkür ederiz.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Otomobil dergilerinde bile bu kadar detaylı anlatım bulunmaz ,bilgiler  ve yorumlar için teşekkürler Mustafa Bey..

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Okuyan ve değerli yorumlarını yazan tüm sevgili dostlarıma teşekkür ediyorum.

Bu aracın gaz pedalı, şanzıman ve/veya motor işletim sistemi ile ilgili yakında bir güncelleme geçireceğini düşünüyorum. Ama bu tip çocukluk sıkıntıları çok normal. Bunun ötesinde CX5'in dizayn ve teknik temelinin ise çok kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Birkaç güncellemeden sonra, çok daha iyi olacaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

  • 9 ay sonra ...

Eşimle bu konuyu hep tartışmışızdır; Bob Marley neden No Woman, No Cry! dedi???

Ben hep derim ki; Bob zeki adamdı, Kadın yok, Ağlamak yok! dedi.

Eşim der ki; Sen İngilizceyi nerede öğrendin? Hayır Kadın, Hayır ağlama! dedi...

Mustafa bey, kapsamlı değerlendirme ve yorumlarınız için çok teşekkürler, selamlar..

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bu arada yukarıdaki test yazısında şanzımanın bir update görmesi gerektiğini yazmıştım. Ve sonradan görmüş de zaten! Demek ki, mütevaziliğin kıymetinin bilinmediği bir ülkede fazla mütevazi olmanın gereği yok, bu işi biliyoruz...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Eşimle bu konuyu hep tartışmışızdır; Bob Marley neden No Woman, No Cry! dedi???

Ben hep derim ki; Bob zeki adamdı, Kadın yok, Ağlamak yok! dedi.

Eşim der ki; Sen İngilizceyi nerede öğrendin? Hayır Kadın, Hayır ağlama! dedi...

Bu tartışmayı daha önce de duymuştum... İki çeviride bana göre mantıklı gibi gelmişti.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...