Jump to content

Arabama insan çarptı !


xanatoliax
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

Bir arabaya insan çarpması birçok başka sorunu da açığa çıkarttı. Şurası muhakkak ki sorunlar çok. ben de bir iki şey ekleyeyim.

 

Ülkedeki "şehirleşme" yi kötülemek değil, ancak görülen manzarayı konuşmak gerekirse sehirleşme adı altında bir kavga, bir tabakhane telaşı göze carpıyor.

 

Bakınız, daha dün Eskişehirden bir arkadaşımın motosikletli genç bir arkadaşı yolun orta refüjündeki açıklıktan yolun ortasına "kestirme" çıkış yapan bir TOKI kamyonuna hafifce çarptı fakat TOKI kamyonu durmadı! Durmayarak yola devam edince genç arkadaş tekerlekler ardında ezilerek can verdi. Bu acı ölüm haberinden önce Bursa'daki TOKI inşaatına çimento kum taşıyan dev kamyonların adeta motosiklet, spor araç gibi havalı ve artistik kullanımlarına şahit olduğum için acım katlanarak arttı. o kamyonların o  tabakhane telaşını uygun gören polisler, onun arkasındaki "acil rant" grupları, vs. hepsi sorundu. Bu şehirleşme adı altında acil rantçıların bize yaşattığı durumdur.

 

Almanya'da 1 sene, Polonya 'da 2 hafta geçirdim. Avrupa'daki gerçek şehirleşme bizdeki ise başka birşey. Anlatmaya başlasam bir ansiklopedi tutar. Kaldırımın yüksekliğini ayrıntıyı boşverin yaz döneminde Bursa Almancı kaynıyor, sokakta çevirin birini Almanya'da şehirleşme çok güzel Türkiye'de nasıl diye sorun ne cevap verecekler. Ha ben birinden çok acı cevap aldım bile. "Türkiye sadece yazın gelinecek gezilecek yer" Yani sayfiye yeri, gerçek bir şehir olarak kaale alınmamız sözkonusu değil. Ha yine de biçok yabancı geliyor, Türkiye'ye yerleşiyor neden? Çoğu sadece iş ve avantajlı $£€ için buradalar, kendi ülkelerinde iyi $£€ bulamayan profili düşük kişiler yanıltmasın bizi.

 

Bir de Human Development Index (İnsani Gelişme Endeksi) diye birşey vardır ki o açıdan Türkiye dünyanın ilk 50 ülkesi yanına dahi yaklaşamamaktadır. Konu insan çarpması bu da insan endeksi.  Vikipedideki deki sayfasına bakında Afrika'da "Seyşeller" adında bir ülke insani listeye girmiş, ülkem girememiş. Çok fazla konuşcak şey de yok aslında.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bizim burda böyle yollarla alakalı bir konu açıldığında buradaki insanlar şunu söyler gerçekliliği tartışılır. Atatürk' e sormuşlar "efendim yolun genişliği ne kadar olsun" diye o da şöyle demiş "elinizden geldiği kadar geniş olsun" daracık yollar yaptılar kenarlara evleri yerleştirdiler şimdi genişletmenin derdine düştüler.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bizim burda böyle yollarla alakalı bir konu açıldığında buradaki insanlar şunu söyler gerçekliliği tartışılır. Atatürk' e sormuşlar" efendim yolun genişliği ne kadar olsun diye o da şöyle demiş" elinizden geldiği kadar geniş olsun" daracık yollar yaptılar kenarlara evleri yerleştirdiler şimdi genişletmenin derdine düştüler.

 

tamamen uydurma gaz verme hikayeleri bunlar...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Türkiye'ye yerleşiyor neden? Çoğu sadece iş ve avantajlı $£€ için buradalar, kendi ülkelerinde iyi $£€ bulamayan profili düşük kişiler yanıltmasın bizi.

 

Yine aynı şey.. yine kendini küçük görme içinde bulunduğu ülkeyi ve toplumu aşağılama... bu bakış değişmiyor.

 

Ablamın didimde bir evi var. 20 daireleri bir apartmanda oturuyor.

 

Bütün komşular ingiliz. Çoğu emekli.

 

Şöyle bir profil sayayım.

 

Bakalım ne kadar düşük profiiller ( ne demekse bu da)

 

1 tane karı koca öğretmen. Kadın matematik öğretmeni, kocası fizik öğretmeni emekli olmadan önce okul müdürüymüş

 

 Bir diğer komşu adam emekli tarih profesörü, karısı emekli hakim.

 

Bir diğer komşu londra da restauranları var. Oğluna devretmiş karı koca burada yaşıyorlar.

 

Bir diğer komşu emekli mimar karı koca mimarlar.

 

Ablam ve eniştemde emekli öğretmen.

 

Daha sayarım..

 

ama birde düşük profilli diyen arkadaş pofilini bir çıkarsın görelim isterim.

 

Bu insanlar burada ev alıyor . Yaz kış buradalar maaşlarını burada harcıyorlar. Çocukları her yaz ziyarete geliyor. Türkiye ye hayranlar. Sizi şaşırtacak ama Erdoğan'a da hayranlar

 

Ülkedeki gelişimi görüyorlar..

 

OECD raporlarına göre türkiye 20 yıl içinde dünyanın 6. büyük ekonomisi olacak. Birde siz görebilseniz olan biteni.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

tamamen uydurma gaz verme hikayeleri bunlar...

az önce bi beş dakika kadar alemi gezdim biyerde okudum " paşam" şeklinde başlıyor yazı ve olay ankarada kızılay konusunda konuşuluyor. Alıntı yapamadım " paşam yolun genişliği ne kadar olsun" şeklinde soru yöneltin tarayıcı buluyor.
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Aslında bu çarpık kentleşmenin suçunu 80 yıllık kemalizmde aramalıyız.

 

Bu topraklardaki bütün uygarlıklar kendine has mimariler, köprüler, su yolları evler yaptılar.

 

Osmanlı selçuklu ve bizans mimarisinin bir sentezini oluşturup kendine özgü hayranlık uyandranı bir osmanlı mimarisi ve kent yapılaşması geliştirdi.

 

80 yıllık kemalizm bir cumhuriyet mimarisi kentleşme planı yaratamadı. Kontrolsüz bir köyden kente göç, denetimizsiz bir gelişim mimari bir yıkım ve dejenerasyon yarattı.

 

Düşünsenize son 10 yıla kadar bu ülke metroyu bile bilmiyordu. Özaldan önce otoyol kültürü dahi yoktu.

 

Şimdi bu 80 yıllık enkazı parça parça kaldırıyoruz...

 

Olaya birde böyle bakın. 

 

80 yıllık kemalizm onulmaz hasarlar yarattı bu topraklarda.

 

durdum durdum dayanamadım. hadi 15 sene önceki arabalarla, şimdiki arabaları otobüsleri de kıyaslayıp bunu da akp ye bağlayın. tam olsun.

 

o beğenmediğiniz Mustafa Kemal ATATÜRK, bitmiş, yenilmiş Osmanlı'nın küllerinden Türkiye'yi yarattı. Bitmiş imanı, cesareti canlandırdı. Yunanlar ankaranın sınırına dayanmış az kalsın Yunan TOHUMU olacakken, o Atatürk İngilizlerin 6 ayda geçilmez dediği mevzileri saatler içinde geçti yunanlara 5 kat zaiyat verdirerek hem de. Tüm bunlar Atatürk'ün stratejisi ve askerleri o açlıkta, zorlukta motive edebilmesi, tüm askerlerimizin de imanı ve vatan sevgisiyledir. 

O zamanki şeriatçı geçinen pislikler, İslam'ı İngilizlerin, Amerikanların kucağında aramışlardır, bu yönde FETVA vermişlerdir satılmışlar. 

 

Ne yazık ki o satılmışlar günümüzde de var, ve bugün Atatürk'e dil uzatanlar o gün ülkeden çıkan YUNANLARIN bıraktıkları son TOHUMLARDIR. Öyle ki bu tohumlar o kadar zararlı ki, halkın önünde İsrail'e sayıp söver, kameralar gidince de İsrail ile tüm anlaşmaları yaparlar. Yıllık ticaret hacmini katlarlar, yurtiçinde yerli tohumu bitirip israil tohumuna mecbur bırakırlar çiftçiyi.

KÖYDEN KENTE göç en çok AKP döneminde oldu, eti, buğdayı herşeyi dışarıdan ithal edersen, YATLARA 1.5 TLYE SATTIĞIN MAZOTU ÇİFTÇİYE 4 TLYE SATARSAN çiftçiye yaşama imkanı bırakmazsan normal. 

 

Cumhuriyet tarihine suç bulurlar bu yapılaşma sorunlarını, ama kendileri her tarafı betona dönüştürürler, ağaçları kesip rant uğruna gökdelenleri diktirirler, oolmayacak yerleri imara açarlar. Bunların sorumlularını gidin yandaş iş adamlarında ve hükümetin belediyelerinde arayın. 1970-80 istanbulu ne kadar güzelmiş halbuki, bir de şimdi bakın. hiç bir yerde YEŞİLLİK BIRAKMAK İSTEMEYEN bir BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI hakim her yerde... 

 

Yeni genişleyen mahallelere bakıyoruz, düzgün bir yol yok, gitmek istediğin yere düz bir şekilde gidemiyorsun, yol düz gitmiyor. Eski Ankara, Eski İstanbul çok güzelken, 80 sonrası gelen sağcı kapitalist belediyecilik anlayışı yüzünden berbat hale getirilmiştir. Bunu Ankara Bahçeli, Kızılay mh. de düzgün dikdörtgen gibi yollardan görebilirsiniz. 

 

Ha hep siz çevirkazı yapıyorsunuz ya bir de ben yapıyım.

 

"Düşünsenize son 10 yıla kadar bu ülke metroyu bile bilmiyordu. Özaldan önce otoyol kültürü dahi yoktu."

 

sizin gibi BİRİKİMLİ birine yakışmadı bu cümle. :D 

Dünyanın ilk metrosu Londrada, ikincisi ise Karaköy-Beyoğlu (1873) metrosudur. Ecdadımız çoktan metroyu tanıştırmış ama sizin gibi BİRİKİMLİ biri nasıl bilemiyor bunu hayret doğrusu.

Öte yandan, Özal'ın görev yaptığı yıllar 1983-88 arası. İlk otoyol ise 1973 yılında İstanbul 1. çevreyolu otoyol olarak açılmış. Demek ki ilk otoyolumuz Özal öncesiymiş. Ha diceksiniz siz şimdi çevirkazı yaparak 23 km.lik yol ne ki diye, şimdiden cevaplayayım. yapılan ilk otoyollar zaten çevreyolu şeklinde yapılmış o zamanlar, gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz.

 

Didim olayına gelelim. Bu yaz temmuzda Didimdeydim 2 gün. Gezilecek yerlerini 2 gün gezmeye çalıştık ama eşim de ben de rahatsız olduk. (çok açık görüşlü değilimdir, ama kapalı da değilimdir giyim konusunda) Kusura bakmasın kimse ama doğuda kadın görmeyen adamlar sanki toptan kalkıp Didim'e gelmişler. Didim'de hiç yabancı turist göremedim. 

 

Marmaris'e gittim ardından orada da 2 gün kaldım. Orada da Türke rastlayamadım. Ama daha rahattım, kimsenin giyinişi kimseyi alakadar etmiyor. 

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sakın ola bu yazdıklarına hak vermediğimi sanma Pan. Dahası var. Bu yazdıkların sadece tatil beldeleri için. Yatırım yapıldığınıda biliyoruz emin ol ancak biz ilerlerken dünya yerinde durup beklemiyor. Biraz daha gayret ihtiyacımız olan şey.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 

Dünyanın ilk metrosu Londrada, ikincisi ise Karaköy-Beyoğlu metrosudur. Ecdadımız çoktan metroyu tanıştırmış ama sizin gibi BİRİKİMLİ biri nasıl bilemiyor bunu hayret doğrusu.

 

 

Metro ile fünikül'ü karıştırınca böyle oluyor... o bahsettiğiniz metro değil fünikül'dür... eee araştırıp öğrenin ne demekmiş.

 

Atatürk kısmını tartışmak isteyen ayrı başlık açsın o işlerde bildiğiniz gibi değil,

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Atatürk kısmını tartışmak isteyen ayrı başlık açsın işlerde bildiğiniz gibi değil,

evet haklısın bu tartışma sanki doğru yöne gitmiyor dikkat edelim arkadaşlar.
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Metro ile fünikül'ü karıştırınca böyle oluyor... o bahsettiğiniz metro değil fünikül'dür... eee araştırıp öğrenin ne demekmiş.

 

Atatürk kısmını tartışmak isteyen ayrı başlık açsın işlerde bildiğiniz gibi değil,

 

Metro: Hhızlı taşımacılık için kullanılan şehiriçi raylı sistem ve bu sistemde çalışan tren. Metro hatları diğer demiryolları gibi zeminde yer alırlar. Fakat demiryollarından farklı olarak yer altından da ilerlerler.

 

Füniküler: Raylı bir taşıma aracıdır. Bir dağ veya tepe gibi eğimli arazide, halatlarla yukarıya çekilerek çalışır. İki ayrı aracın aynı anda kullanımı, vagonların her birini karşı ağırlık olarak etkilemesi prensibi ile çalışır.

 

Makine, Otomotiv ve Raylı sistemler mühendisliği araştırma görevlisi birine bunları anlatmayın isterseniz. Metro yer altından ilerleyen her raylı araca verilen addır, füniküler ise eğimli mesafede ray üstünde kendi tahrik mekanizmalarıyla çıkamayan raylı sistem aracının halatlarla yukarı çıkartılmasıdır. 2 farklı tanımdır. Füniküler tahrik mekanizmasına sahip bir raylı sistemler aracı aynı zamanda metro da olabilir. 

 

Yakıştırımadım sizin gibi kültürlü bilgili birine...

 

 

 Atatürk konusunda okuduklarınıza verdiğim cevap:

tamamen uydurma gaz verme hikayeleri bunlar...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

evet haklısın bu tartışma sanki doğru yöne gitmiyor dikkat edelim arkadaşlar.

 

Arkadaşlar sürekli gaz modunda... tartışmakta zor oluyor veri sunmaz bilgi sunmazlar hamaset, gaz ve hakaret... neyse yine de elimizden geleni yapıyoruz.

 

Size yönetimi izin veriyorsa istedikleri başlığı açabilirler hakaret etmeden hamasete sapmadan tartışabiliriz...

 

Ama tavsiyem bu ülke bizim modundan çıkmalıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bana ithafen bir cevap verdiyseniz Pan bey,

Bu ülke bizim modunda değilim, doğruları görmek isteyen görür, istemeyen görmez. Her millet hakedildiği biçimde yaşarmış. bu ortadoğu mentalitesiyle, yolsuzluk yapan siyasetçilerle yaşamak isteyen millet yaşar. Zorla olmaz hiç bir şey sonuçta.

 

Hamaseti ve veri sunamamayı siz daha iyi bilirsiniz. :)Onca satır yazıyorum cevap yok. Aralarından 1-2 satırı seçiyonuz cevap verebileceğiniz, çevir kazı yapıyorsunuz.

 

Son mesajınız için aynaya bakmanız yeterli.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 

 

Yakıştırımadım sizin gibi kültürlü bilgili birine...

 

 

Yakıştıramadın ben yazmadan önce Fünikül'ü metro sanıyordun. Bak google'dan öğrenmiştin iyi olmuş.

 

Bir daha ilk metroyu biz yaptık diye sağda solda konuşup kendine güldürmezsin.

 

O yapılan fünikül (metro sanırsan gülerler) 

 

Bak tartışmanın faydaları işte 

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Yakıştıramadın ben yazmadan önce Fünikül'ü metro sanıyordun. Bak google'dan öğrenmiştin iyi olmuş.

 

Bir daha ilk metroyu biz yaptık diye sağda solda konuşup kendine güldürmezsin.

 

O yapılan fünikül (metro sanırsan gülerler) 

 

Bak tartışmanın faydaları işte 

 

Füniküler ve kendinden tahrikli,  tahrik mekanizmasına göre sınıflandırma diyorum hala aynı şeyi söylüyonuz,

metro, tramvay yer altında gidip gitmemesine göre sınıflandırmadır. 

Bir füniküler metro olabilir 2 si farklı tanımlar diyorum halaa ...

Öğrenmeye açığım ben, siz kapalısınız ama sanırım.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Her millet hakedildiği biçimde yaşarmış. 

 

Buda faşist inönü'nün sözü... öğrene öğrene bunu öğrendiniz dimi...

 

Üstelik tamamen yanlış bir söz... diktatörler kullanır bu sözü. Halka kötülük edip hakettiniz lan bunu demek için

 

Her halk insanca yaşamayı hak eder... bu öğren önce sen.

Füniküler ve kendinden tahrikli,  tahrik mekanizmasına göre sınıflandırma diyorum hala aynı şeyi söylüyonuz,

 

 

sayın Tekir.. o iş öyle değil. 

 

Fransızca funiculaire "telle işleyen şey, teleferik" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Latince  funiculus "ince ip, tel" sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Latince  funis "ip, halat, kablo" sözcüğünün küçültme halidir.

 

Bir karşı ağırlık sistemiyle çekilen makenizmalar için kullanılır. Teleferiktir yani. Metro derseniz buna dalga geçilir sizle..

 

En azından inat etmesenizde zor duruma düşmeseniz.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Yine söylediklerim dikkate alınmadan belirli satırlar seçiliyor.

 

Her millet hakettiği biçimde yaşar, doğru bir cümle. Niye?
Armut dibine düşer diye çok güzel bir atasözümüz var. Ahlaksız bir aileden ahlaklı bir çocuk beklenir mi? Hayır.

Ahlak yapısı çoğu çürümüş bir millet, yolsuzlukları görmeyen bir millet, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye sesini çıkarmayan bir millet yine gider kendisi gibi birini seçer. 

Kurunun yanında yaş da yanar. 

İnsanca yaşamayı hakeden insanlar bu ahlakı yitirmiş çoğunluğun yanında onlar gibiler tarafından yönetilirler maalesef. 

 

Ahlakı, ilköğretimde ahlaklı hoca değil de daha fazla din hocası diye algılarsan böyle olur. Nicelik artıyor, nitelik azalıyor.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Ahlaksız bir aileden ahlaklı bir çocuk beklenir mi? Hayır.

 

Bunun tersi o kadar çok örnek varki...

 

Ludwig van Beethoven mesala babası ayyaşın ve ahlaksızın tekiydi...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bunun tersi o kadar çok örnek varki...

Ludwig van Beethoven mesala babası ayyaşın ve ahlaksızın tekiydi...

iyide pan beethoven' ın nasıl bir hayatı vardı özelleri nasıldı bunu bilebilirmiyiz. Mesela ben yazdıklarımla idare eder birisi olabilirim ama belki ahlaksızın önde gideniyim nerden belli.
Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Misafir
Bu konu yorumlara kapatılmıştır.
 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...