Jump to content

Uzakdoğu Otomotiv Sektörü ve AWD Sistemleri


mtutun
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

Planet Earth! Bu hepimizin beraber yaşadığı Dünya...

Bugünkü halleriyle teknolojik açıdan Mazda ile Kia (daha doğrusu Hyundai grubu) karşılaştırılsa ne olur? Ben her açıdan Mazda derim. Ama bir şeyi gözardı etmemek gerekir. Müthiş bir ivme içerisinde Koreliler, her yeni modelleri eskisine göre inanılmaz ileri gidiyor. Bütün Dünya'da hem kalite/prestij algılamaları, hem de sorunsuzluk anketlerindeki durumlarında müthiş ilerlemeler var. Yani bir zamanlar Japonların yaptığı ve Avrupalıları ve Amerikalıları şok eden hızlı gelişim sürecini yaşıyorlar. Japonlar gibi çalışkan bir millet bunu doğal buluyorum.

Ayrıca Japonya gibi birden çok markanın dağınıklığına sahip değiller. Ne demek bu? Dikkat edin, boyu bugünkü rekabette küçük kalan her Japon markası bir diğer büyüğe yem oldu. Japonya'dan sadece bir büyük çıktı bu anlamda; Toyota! Bugün Daihatsu, Subaru, Scion, Lexus gibi birçok diğer Japon markanın sahibi oldu. Mazda Ford tarafından satın alındı ve varlığını öyle sürdürebildi, Nissan Renault ile evlilik yaptı. Suzuki halen bir abi aramaya devam ediyor. Bu anlamda Honda birtek bağımsız kaldı, o da firmanın otomobil haricinde çok kuvvetli ve başarılı olduğu dallar sayesinde.

Koreliler bu konuda şanslı. Verimsiz 2 fabrikalarını yabancılara vediler. Samsung Renault'un oldu, Daewoo da GM'in. Hyundai de Kia'yı çatısı altına aldı. Şu anda pratikte tek Koreli marka var büyük oyuncu olarak. Ve en büyük avantajları ne biliyor musunuz? Kasaları ağzına kadar dolu ve Dünya'da Toyota'nın pozisyonu için çok arzulular.

Mazda finansal yetersizliklerini çok akılcı çözümlerle idare ediyor. Örneğin, pahalı hibrid, elektrikli araçlar ve hidrojen gibi sistemlere çok yatırım yapmak yerine, akılcı bir mühendislik ile, günümüzün teknolojilerini optimize ediyor. Ben buna kaynakları imkanlar ölçüsünde mükemmel kullanmak derim. Bu açıdan Mazda'yı çok takdir ediyorum. Ve bu akılcılık ve ekonomi içerisinde bizlere halen bizi heyecanlandıran teknolojiler sunması mükemmel!

Ancak Korelileri küçümsemeyin. Çok finansları ve çok arzuları var. Ayrıca artık mühendisliğini de öğrendiler otomotivin. Bir iki nesil sonra çok farklı olabilir herşey.

Mazda 2020'ye kadar olayı çözmüş ve en iyi tedbirleri almış durumda. Ama bir hint vereyim; Ford olmadan tekrar ayakta durabilmeli ve 2020 sonrasında ne yapacağı hakkında da biraz açık olmalı. Eğer Mazda kendi ayakları üzerinde daha fazla durmazsa, Volvo gibi birgün 3 kuruş için Çinlilere satılabilir....

sportage ile kıyaslamak mı????...

aynı dünyada mı yaşıyoruz????

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

  • Yanıt 41
  • Oluşturuldu
  • Son yanıt

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

  • Burak

    3

  • emregc

    6

  • mtutun

    17

Bu Konuda En Çok Yanıt Verenler

güncel Sportage iyi bir otomobil ancak asla ve asla CX-5 gibi bir teknik alt yapı ve rafinelik seviyesinde değil.

Kore' liler için sizin de dediğiniz gibi daha erken.

....Ayrıca Japonya gibi birden çok markanın dağınıklığına sahip değiller. Ne demek bu? Dikkat edin, boyu bugünkü rekabette küçük kalan her Japon markası bir diğer büyüğe yem oldu. Japonya'dan sadece bir büyük çıktı bu anlamda; Toyota! Bugün Daihatsu, Subaru, Scion, Lexus gibi birçok diğer Japon markanın sahibi oldu. Mazda Ford tarafından satın alındı ve varlığını öyle sürdürebildi, Nissan Renault ile evlilik yaptı. Suzuki halen bir abi aramaya devam ediyor. Bu anlamda Honda birtek bağımsız kaldı, o da firmanın otomobil haricinde çok kuvvetli ve başarılı olduğu dallar sayesinde.

pek dağınıklıkla alakası yok aslında;

Scion ve Lexus zaten Toyota' nın ürünleri...sonradan satın alınmış değiller.

Daihatsu ise 1967' de Toyota ile bir anlaşma imzaladı. Daihatsu' nun asıl hedefi kompakt araçlar üretmek oldu. Japonya' da "Kei" car denen bir sınıfta oldukça kuvvetliler....

Subaru ise FHI (Fuji Heavy Industries) üyesidir ve Toyota sadece %16,5 hisse ile ortaklık yürütmektedir.

Nissan ise 2008' de %15' lik hisseye karşılık gelen %43,4' lük hissesini Renault' a vererek bir işbirliğine girdi. Nissan 2010 itibariyle dünyanın 6. büyük üreticisi konumunda.

"abi arayan " Suzuki ise Japonya' nın 4. büyük üreticisi konumunda. otomotivin yanında motosiklet, deniz motorları vb birçok alanda faaliyet gösteriyor.

yani kimse kimseye bağımlı değil...bu firmalar öyle küçümsenecek firmalar değil. hemen hepsi AR-GE geleneği olan ve farklı pazarlarda farklı stratejiler izleyen firmalardır.

Koreliler bu konuda şanslı. Verimsiz 2 fabrikalarını yabancılara vediler. Samsung Renault'un oldu, Daewoo da GM'in. Hyundai de Kia'yı çatısı altına aldı. Şu anda pratikte tek Koreli marka var büyük oyuncu olarak. Ve en büyük avantajları ne biliyor musunuz? Kasaları ağzına kadar dolu ve Dünya'da Toyota'nın pozisyonu için çok arzulular.

Daewoo verimsiz felan değildi...

98-99 asya krizi sırasında grup Kore hükümetinin ve o sırada ortaya çıkan bazı skandalların da(Daewoo CEO' su zimmetine para geçirdi) etkisiyle dağıtıldı.

nükleer denizaltıdan piyade tüfeğine kadar, piyano' dan otomobillere kadar üretimi vardı.

1999 krizinde satmak zorunda kalınılan Daewoo Motors dünyanın 14 ayrı ülkesinde 17 fabrikasıyla guiness rekorlar kitabına geçmişti.

zaten GM (Opel) platform ve şasilerini kullanan fabrika bir ara SsangYong' u da bünyesine katmıştı. kriz sırasında SsangYong tekrar satıldı, 9000 işçi çıkarıldı (ki bu o sırada TR' de fuar sırasında oldu.) ve şirket kayyuma devredilirken ordu kuvvetleri işçi olaylarını ancak önledi.

sonrasında olayların GM' in komplosunun bir parçası olduğu ortaya çıktı. zira Daewoo' nun anlaşması gereği Opel' in o dönemdeki güncel teknolojilerini aynen kullanabilme durumu vardı. tabii bunu pek kimse bilmez (benim gibi eski bir Daewoo/SsangYong çalışanı olanlar hariç)

halen Chevrolet Captiva ile Daewoo' nun ekmeğini yemektedir. 97 yılında o araç üretim versiyonu haliyle hazırdı fakat Daewoo adı altında üretilemedi...

Samsung' un satın alınması ise krize ek olarak Renault' un Kore' de varolma çabasının ürünüdür.

Hyundai ise Kia' nın %49,2' sine sahip ve grubun adı "Hyundai Kia Automotive Group"

Kore' de bu grupların evliliklerinin ardında elbette devletin ciddi yönlendirmesi mevcut.

Kore' lilerin arzulu oldukları bir gerçek ancak bu onlara pahalıya patlayabilir. bu daha çok markaların konumlanmaları ile alakalı bir durum. Toyota bulunduğu pazarlarda pazarı satın almaya oynar, adet yapmak için ne kendisinin ne de bayisinin karlılığına bakmadan çok agresif dönemsel hareketler yapabilir ve bunun karşılığını da güncel pozisyonu ile alabilmiş bir marka.

Hyundai' de aynı yeri hedefledi ancak:

TR' de Hyundai 2009' da Renault ile başa baş yarışarak, araç başına minimum 1500 lira civarında zararı göze alarak ve ilk geldiğinden beri sürdürdüğü "dip balığı" stratejisini devam ettirerek pazarı ciddi anlamda satın alma girişiminde bulundu.

karlılık otomobil firmalarnın ve bayilerinin en büyük sorunu durumunda. bunun için katma değeri yüksek modelleri üretmeli ve karlı satışlar yapmalılar.

adede oynayan "dip balıkları" için sorun burada başlıyor. müşteri sadakatini fiyatla sağlamanın bedeli:

2009' da Renault ile 60 000' leri yakalayan Hyundai birkaç yıl içerisinde "ben de kaliteliyim" diyerek farklı bir konumlamaya oturmaya çalışıyor.

bunun bir maliyeti var. piyasaların sizi "kaliteli" olarak algılayabilmesi için bir süre ve para kaybediyorsunuz.

2009' da HYUNDAI 60.645 RENAULT 59.021 ile başa baş olan binek oto rakamları  2011' de Renault' da 94 360' a Hyundai' de 46 447 olarak gerçekleşti...ki bu arada Renault ' da "Drive The Change" ile fiyat ve müşteri segmentini değiştirmeye başlamıştı...

aynı tarihlerde VW ise sürekli yükselerek bineklerde 26 000' lerden 46 000' lere geldi...ancak bunu karlı bir operasyon ile gerçekleştirdi...

demek ki pazarı fiyatla satın almak yerine duygusal bağ kurmak daha mantıklı ve sürdürülebilirmiş...

bu sene Hyundai ve Kia bence bunun farkına vararak kaliteli (nispeten) ürünlerde innanılmaz donanımları standart sunarak aslında Mazda ve VW gibi üreticilerin yoluna girmiş durumda.

bakalım nasıl tepki alacaklar. hep beraber göreceğiz.

Mazda finansal yetersizliklerini çok akılcı çözümlerle idare ediyor. Örneğin, pahalı hibrid, elektrikli araçlar ve hidrojen gibi sistemlere çok yatırım yapmak yerine, akılcı bir mühendislik ile, günümüzün teknolojilerini optimize ediyor. Ben buna kaynakları imkanlar ölçüsünde mükemmel kullanmak derim. Bu açıdan Mazda'yı çok takdir ediyorum. Ve bu akılcılık ve ekonomi içerisinde bizlere halen bizi heyecanlandıran teknolojiler sunması mükemmel!

ben de size bir Hint vereyim. Elektrikli araçlar o kadar da pahalı değiller...Piller pahalı...onu da dışarıdan tedarik ediyor olacağız. yani finansmanı firmaların üstünde olmayacak (olamayacak)

ancak diğer yorum gerçekten doğru.

ancak bu Mazda' nı MECBUR olduğu bir durum...zira üretim adetleri  dolayısıyla fiyatla araç satma kabiliyeti yok denecek kadar az.

Ancak Korelileri küçümsemeyin. Çok finansları ve çok arzuları var. Ayrıca artık mühendisliğini de öğrendiler otomotivin. Bir iki nesil sonra çok farklı olabilir herşey.

2-3 nesil sonra OK ancak şu anda değil...benim özellikle yorumum Sportage ile karşılaştırılmasıydı...son derece haksız ve sübjektif görüşüme göre karşılaştıran kimselerin konu hakkındaki yetkinliği hakkında fikir veren bir durum!

Mazda 2020'ye kadar olayı çözmüş ve en iyi tedbirleri almış durumda. Ama bir hint vereyim; Ford olmadan tekrar ayakta durabilmeli ve 2020 sonrasında ne yapacağı hakkında da biraz açık olmalı. Eğer Mazda kendi ayakları üzerinde daha fazla durmazsa, Volvo gibi birgün 3 kuruş için Çinlilere satılabilir....

Mazda küçük bir üretici. aslında Japonya' da çok özel bir yeri olan, duygusal olarak da özel bir yeri olan bir marka.

Otomotiv endüstrisinin öncülerinden (Japonya' da) ve son derece milliyetçi bir tarafı da var.

esas olarak Ford %33' lerden fazla hisse sahibi olmadı hiçbir zaman.

AR-GE kısmı Mazda' da çok güçlü olduğundan sömürülen taraf genelde Mazda oldu. hem platform hem de motor olarak Ford ve Volvo' ya birçok teknoloji transferi yaptı Mazda.

ve tabii aldı da.

örneklemek gerekirse Mazda 2-3 ve 6 platformları çeşitli Ford ve Volvo modellerinde kulanıldılar.

ayrıca MZR motorlar üstüne Ford yeni Eco-Boost serilerini üretti ve birçok ödül aldı. (2010' da)

Duratorq serisi büyük hacimli dizeller (Transitlerde kullanılıyorlar) Mazda tabanlıdır misal.

Mazda tehlikeli küçük bir firma.

tehlikesi AR-GE kabiliyetlerinden geliyor. küçük olması maalesef spekülasyonlara açık hale koyuyor onu.

Mazda' nın neredeyse tamamı halka açıktır...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Söylediklerinize aynen katılıyorum. Yazdıklarımızla tam bir fikir birliği içerisindeyiz. Benim şu ana kadar hiç Hyundai ya da Kia sahibi olmamam ama Mazda'nın hayranı olmam da katılıyor olduğumun göstergesidir.

Sadece Japonya'daki hissedarlık ilişkileri hakkında bir yorum ekleyeceğim. Bir firma Türkiye'de %16 hisse sahibi olduğunda biz ona küçük ortak deriz. Örneğin Ford hiçbir zaman %33'den daha fazla hisseye sahip olmadı Mazda'da demişsiniz. Bu Japonya'da firmanın sahibinin Ford olduğu ve onun isteği dışında hiçbir yatırımın veya kararın yapılamayacağı anlamına gelir. Çünkü firmaların çok ciddi bir yüzdesi halka açık ve karar hissesi değil onlar, yatırım hissesi.

Aynı şekilde Toyota Japon kanunları ancak o kadarına izin verdiği için (Japon rekabeti koruma kanunu) küçük görünen bir yüzde de hisse alabildi Subaru'dan. Ama yurt dışı operasyonlardaki yüzdelerini hesap ederseniz ve yapılan özel anlaşmaları düşünürseniz, oldukça etkin durumdalar. Örneğin beraber geliştirdikleri, daha doğrusu Subaru'nun çoğunluğunu geliştirdiği BRZ/GT-86 projesinde yönetim ve kontrol tamamen Toyota'nın elinde. Toyota izin vermeden Subaru lansmanını bile yapamadı.

Sportage güzel bir ticari ürün. Bir başarı hikayesi. Neden? Çünkü kabul edilir mühendislik, zengin donanım, sorunsuz bir kullanım ve Dünyanın her yerinde beğenilecek trendy bir dizayn ekonomi ile buluşturulmuş. Bu yönüyle bir Madonna şarkısı kıvamında. 'Like a prayer' diyelim. Mazda CX-5 ise benim gözümde iyi bir ticari paketin ötesinde, duygulara da hitap edebilen ama profesyoneller için butik bir ürün!

Sportage'ın ticari başarısını yakalayamayacak, çünkü o kitlesellikte değil. Ama her zaman daha fazla saygın bir ürün olacak ve daha bilgili bir hayran kitlesine sahip olacak. Bu yönüyle eskimeyen bir Scorpions şarkısı gibi. 'Wind of change' mesela...

güncel Sportage iyi bir otomobil ancak asla ve asla CX-5 gibi bir teknik alt yapı ve rafinelik seviyesinde değil.

Kore' liler için sizin de dediğiniz gibi daha erken.

pek dağınıklıkla alakası yok aslında;

Scion ve Lexus zaten Toyota' nın ürünleri...sonradan satın alınmış değiller.

Daihatsu ise 1967' de Toyota ile bir anlaşma imzaladı. Daihatsu' nun asıl hedefi kompakt araçlar üretmek oldu. Japonya' da "Kei" car denen bir sınıfta oldukça kuvvetliler....

Subaru ise FHI (Fuji Heavy Industries) üyesidir ve Toyota sadece %16,5 hisse ile ortaklık yürütmektedir.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Remzi Bey, alacağınız olsun, Mustafa'dan mtutun bey mi olduk şimdi????

Mtutun bey, elinize sağlık, uzakdoğunun global otomotiv pazarındaki yerini çok iyi özetlemişsiniz :)

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bu yönüyle bir Madonna şarkısı kıvamında. 'Like a prayer' diyelim.

Bu yönüyle eskimeyen bir Scorpions şarkısı gibi. 'Wind of change' mesela...

yerinde örnekler olmuş.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Söylediklerinize aynen katılıyorum. Yazdıklarımızla tam bir fikir birliği içerisindeyiz. Benim şu ana kadar hiç Hyundai ya da Kia sahibi olmamam ama Mazda'nın hayranı olmam da katılıyor olduğumun göstergesidir.

Sadece Japonya'daki hissedarlık ilişkileri hakkında bir yorum ekleyeceğim. Bir firma Türkiye'de %16 hisse sahibi olduğunda biz ona küçük ortak deriz. Örneğin Ford hiçbir zaman %33'den daha fazla hisseye sahip olmadı Mazda'da demişsiniz. Bu Japonya'da firmanın sahibinin Ford olduğu ve onun isteği dışında hiçbir yatırımın veya kararın yapılamayacağı anlamına gelir. Çünkü firmaların çok ciddi bir yüzdesi halka açık ve karar hissesi değil onlar, yatırım hissesi.

kesinlikle,

ben sadece "Ford' a dayanmadan ayakta kalmak" ile alakalı satırlara karşılık yazmıştım.

Ford' un o birliktelikten karı Mazda' dan kat be kat fazla.

Aynı şekilde Toyota Japon kanunları ancak o kadarına izin verdiği için (Japon rekabeti koruma kanunu) küçük görünen bir yüzde de hisse alabildi Subaru'dan. Ama yurt dışı operasyonlardaki yüzdelerini hesap ederseniz ve yapılan özel anlaşmaları düşünürseniz, oldukça etkin durumdalar. Örneğin beraber geliştirdikleri, daha doğrusu Subaru'nun çoğunluğunu geliştirdiği BRZ/GT-86 projesinde yönetim ve kontrol tamamen Toyota'nın elinde. Toyota izin vermeden Subaru lansmanını bile yapamadı.

fazla niş kalmanın neticeleri...

ama Subaru maalesef Mazda kadar bile innovasyon içerisinde olamıyor. bunu anlamak da zor aslında. Alfa' dan aldıkları şu simetrik 4x4 olmasa ne olacak hali bilemiyorum.

Sportage güzel bir ticari ürün. Bir başarı hikayesi. Neden? Çünkü kabul edilir mühendislik, zengin donanım, sorunsuz bir kullanım ve Dünyanın her yerinde beğenilecek trendy bir dizayn ekonomi ile buluşturulmuş. Bu yönüyle bir Madonna şarkısı kıvamında. 'Like a prayer' diyelim. Mazda CX-5 ise benim gözümde iyi bir ticari paketin ötesinde, duygulara da hitap edebilen ama profesyoneller için butik bir ürün!

Sportage'ın ticari başarısını yakalayamayacak, çünkü o kitlesellikte değil. Ama her zaman daha fazla saygın bir ürün olacak ve daha bilgili bir hayran kitlesine sahip olacak. Bu yönüyle eskimeyen bir Scorpions şarkısı gibi. 'Wind of change' mesela...

aynen,

zaten o kitlesellikte olabilme kabiliyeti de mevcut değil.. o üretim adediyle bu imkansız

tekrar edeyim,

benim isyanım Sportage gibi araçlarla CX-5 gibi innovasyon anlamında "high end" tabir edebileceğimiz bir ürünü bu denli acımasız bir şekilde yanyana koyabilmek...biraz duygusal davrandığımı biliyorum ama ne yapayım...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Duygusal olmakta bir sakınca yok. Bir markanın tutkunu olmak duygusal olmayı gerektirir. Kia ile Mazda ticari rekabette yan yana gelir. Teknik özellikler, yani bir ürünün mühendislik kalitesi ise bambaşka bir şey. Teknik olarak ben de aynı sınıfa koymam onları (şu an için) İleride ne olur, yaşayıp, göreceğiz.

Subaru Alfa Romeo'dan mı aldı awd sistemini???? Bence bu yanlış bilgiyi sizin düzeltmeniz daha doğru olur ama, Subaru binek araçlarda seri üretim ilk 4x4 sistemini kullanan bir markadır. Bu konuda reklam kabiliyeti sebebiyle ilk olarak algılanan Audi bile ondan çok daha sonra kullanmaya başlamıştır bineklerde seri olarak.

Ayrıca Subaru awd sistemini ilk kullanmaya başladığından beri, tamamen in-house (kendi) üreten firmadır. Symmetrical AWD sisteminin patenti Subaru'ya aittir. Birçok ünlü üretici gibi, Torsen bazlı ya da Haldex, Borg Wagner vb. üretimi ve dizaynı kullanmıyorlar.

kesinlikle,

ben sadece "Ford' a dayanmadan ayakta kalmak" ile alakalı satırlara karşılık yazmıştım.

Ford' un o birliktelikten karı Mazda' dan kat be kat fazla.

fazla niş kalmanın neticeleri...

ama Subaru maalesef Mazda kadar bile innovasyon içerisinde olamıyor. bunu anlamak da zor aslında. Alfa' dan aldıkları şu simetrik 4x4 olmasa ne olacak hali bilemiyorum.

aynen,

zaten o kitlesellikte olabilme kabiliyeti de mevcut değil.. o üretim adediyle bu imkansız

tekrar edeyim,

benim isyanım Sportage gibi araçlarla CX-5 gibi innovasyon anlamında "high end" tabir edebileceğimiz bir ürünü bu denli acımasız bir şekilde yanyana koyabilmek...biraz duygusal davrandığımı biliyorum ama ne yapayım...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Duygusal olmakta bir sakınca yok. Bir markanın tutkunu olmak duygusal olmayı gerektirir. Kia ile Mazda ticari rekabette yan yana gelir. Teknik özellikler, yani bir ürünün mühendislik kalitesi ise bambaşka bir şey. Teknik olarak ben de aynı sınıfa koymam onları (şu an için) İleride ne olur, yaşayıp, göreceğiz.

Subaru Alfa Romeo'dan mı aldı awd sistemini???? Bence bu yanlış bilgiyi sizin düzeltmeniz daha doğru olur ama, Subaru binek araçlarda seri üretim ilk 4x4 sistemini kullanan bir markadır. Bu konuda reklam kabiliyeti sebebiyle ilk olarak algılanan Audi bile ondan çok daha sonra kullanmaya başlamıştır bineklerde seri olarak.

Ayrıca Subaru awd sistemini ilk kullanmaya başladığından beri, tamamen in-house (kendi) üreten firmadır. Symmetrical AWD sisteminin patenti Subaru'ya aittir. Birçok ünlü üretici gibi, Torsen bazlı ya da Haldex, Borg Wagner vb. üretimi ve dizaynı kullanmıyorlar.

maalesef binekte ilk seri üretim 4x4 araç İngiliz "Jensen"

"Jensen applied the Formula Ferguson (FF) full-time all-wheel-drive system to 318 units of their Jensen FF built from 1966 to 1971, marking the first time 4WD was used in a production GT sports car. While most 4WD systems split torque evenly, the Jensen split torque roughly 40% front, 60% rear by gearing the front and rear at different ratios. Subaru introduced the mass-produced Leone in 1972 featuring a part-time four-wheel-drive system that could not be engaged on dry pavement."

bu 4x4 sistemi kuru zeminde kullanılamayan ve part time bir sistem

Boxer motora bağlı simetrik 4x4 ise son haliyle aslında 1980' lerdeki 33 Giardinetta modelinde mevcuttu.:

http://en.wikipedia.org/wiki/Alfa_Romeo_33

alfa_romeo_33_36437.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Süper yazılar geldi,  iyi ki bu başlık altında bir anketten söz edilmiş ve ben de bu kıyası beğenmemişim.    Müthiş bilgi dolu yazılar, çok şey öğrendim, teşekkür ediyorum. 

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sizin alıntı yaptığınız İngilizce yazı da bile Subaru'nun ilk seri üretim binek araçta 4x4 sistemi kullanan marka olduğu yazıyor. Ayrıca sizin alıntı yaptığınız yazıda Jensen'in ilk kez 4wd sistemini ilk kez GT spor arabada kullandığı ve sadece 318 adet üretildiği yazıyor.

İngilizce alıntınıza İngilizce cevap vereyim; 318 units of production, may hardly be called as a serial production.

'318 adet üretimin seri üretim olarak adlandırılması çok zordur'

Evet, Alfa Romeo da zamanında boxer makina kullandı. Dünya'da boxer kullanma geçmişi olan ender üreticilerdendir. Ama Subaru awd sistemini Alfa Romeo'dan aldı demekle ne alakası var?

Mazda awd sistemini ATS olarak adlandırıyor. Bu Subaru'nun yıllardır kullandığı isimle aynı. Mazda bu sistemi Subaru'dan mı alıyor???

Tekrar yazayım doğru bilgiyi; Subaru seri üretim bir binek araçta 4x4 sistemi ilk kullanan otomotiv literatürüne böyle kaydolmuş markadır. Subaru awd sisteminin Alfa Romeo'nun ya da diğer üreticilerin kullandığı sistemlerle alakası yoktur ve Subaru'ya patentlidir.

Bu arada daha önceki yazılarınızda Subaru'nun Mazda gibi teknolojiler üretemediğinden bahsetmiştiniz. Ve fazla Niş kaldığından söz etmiştiniz.

Dünya'da kaç üretici neredeyse tüm ürettiği araçları AWD üretiyor?

Dünya'da kaç üretici tüm motorlarını boxer kullanıyor?

Dünya'da kaç üretici ben kimseden almam diyip, ilk boxer dizeli dizayn ediyor?

Mazda 3 fiyatına ve sınıfında araç satın alıp, boxer motora ve awd sistemine kaç markada sahip olabilirsiniz?

Niş mi? Evet bu özellikleriyle nasıl bir marka Niş olmaz ki? Ama çok karakterli bir marka. Niş olmak uğruna teknik gerçeklerinden taviz vermiyorlar.

Japon kardeşlerinize haksızlık etmeyin lütfen!

Not; Hatırlar mısınız? Bir önceki nesil Mazda 3 ve 6'nın iç mekanlarının Alfa Romeo'dan taklit olduğu konuşuluyordu. Öylemiydi?

maalesef binekte ilk seri üretim 4x4 araç İngiliz "Jensen"

"Jensen applied the Formula Ferguson (FF) full-time all-wheel-drive system to 318 units of their Jensen FF built from 1966 to 1971, marking the first time 4WD was used in a production GT sports car. While most 4WD systems split torque evenly, the Jensen split torque roughly 40% front, 60% rear by gearing the front and rear at different ratios. Subaru introduced the mass-produced Leone in 1972 featuring a part-time four-wheel-drive system that could not be engaged on dry pavement."

bu 4x4 sistemi kuru zeminde kullanılamayan ve part time bir sistem

Boxer motora bağlı simetrik 4x4 ise son haliyle aslında 1980' lerdeki 33 Giardinetta modelinde mevcuttu.:

http://en.wikipedia.org/wiki/Alfa_Romeo_33

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sizin alıntı yaptığınız İngilizce yazı da bile Subaru'nun ilk seri üretim binek araçta 4x4 sistemi kullanan marka olduğu yazıyor. Ayrıca sizin alıntı yaptığınız yazıda Jensen'in ilk kez 4wd sistemini ilk kez GT spor arabada kullandığı ve sadece 318 adet üretildiği yazıyor.

İngilizce alıntınıza İngilizce cevap vereyim; 318 units of production, may hardly be called as a serial production.

'318 adet üretimin seri üretim olarak adlandırılması çok zordur'

bu kadar neden alınıyorsunuz anlam veremedim????

"Subaru introduced the mass-produced Leone in 1972 featuring a part-time four-wheel-drive system that could not be engaged on dry pavement."

hayır,

o yazıda Subaru' nun 1972' de seri olarak ürettiği Leone modelinde, sadece kuru zeminlerde kullanılamayan, part-time bir dört çeker sistemini tanıttığından bahsediyor.

ilk olmakla alakalı bir şey yok burada...ilk üretim Jensen...318' de iyi bir rakamdır sevelim yada sevmeyelim.

ama ben burada Subaru' ya saldırmıyorum  niçin alınıyorsunuz anlamadım gerçekten????

Evet, Alfa Romeo da zamanında boxer makina kullandı. Dünya'da boxer kullanma geçmişi olan ender üreticilerdendir. Ama Subaru awd sistemini Alfa Romeo'dan aldı demekle ne alakası var?

Subaru' nun boxer motora bağlı tam simetrik awd sistemi olarak adlandırdığı sistemin neredeyse aynısı 33' lerde vardı. ve o tarihlerde Subaru' nun böyle bir tam simetriğiz şöyleyiz böyleyiz şeklinde bir anlatımı da yok. sadece 4wd var...

ama tekrar ediyorum bu bir marka kötüleme değildir... Subaru' yu çok severim ve 97 yılında kısa süre bu marka için de çalışmışlığım vardır. asla durup dururken kötülemem...

Mazda awd sistemini ATS olarak adlandırıyor. Bu Subaru'nun yıllardır kullandığı isimle aynı. Mazda bu sistemi Subaru'dan mı alıyor???

ad hominem ile bir yere varamayız...

Tekrar yazayım doğru bilgiyi; Subaru seri üretim bir binek araçta 4x4 sistemi ilk kullanan otomotiv literatürüne böyle kaydolmuş markadır. Subaru awd sisteminin Alfa Romeo'nun ya da diğer üreticilerin kullandığı sistemlerle alakası yoktur ve Subaru'ya patentlidir.

yukarıda cevapladım.

Bu arada daha önceki yazılarınızda Subaru'nun Mazda gibi teknolojiler üretemediğinden bahsetmiştiniz. Ve fazla Niş kaldığından söz etmiştiniz.

evet öyle ve evet niş bir markadır. konumlaması ve iletişimi de böyledir. hatta siz de aşağıda onaylamışsınız.

Dünya'da kaç üretici neredeyse tüm ürettiği araçları AWD üretiyor?

sadece Subaru..ve bu sebeple niştir...

Dünya'da kaç üretici tüm motorlarını boxer kullanıyor?

sadece Subaru..ve bu sebeple niştir...

Dünya'da kaç üretici ben kimseden almam diyip, ilk boxer dizeli dizayn ediyor?

sadece Subaru..ve daha çok mecbur olduğu için diyelim...

bu kadar yılda tüm iletişimi sadece ve sadece awd üstüne kurarsanız sıralı dizel motor biraz bozabilir markayı doğal olarak...

ki kırılan biyel kollarından bahsetmiyorum bile...boxer motor yapısal olarak dizelin gerektirdiği yüksek sıkıştırma oranına uygun sağlamlıkla baş etmekte zorlanıyor...

Mazda 3 fiyatına ve sınıfında araç satın alıp, boxer motora ve awd sistemine kaç markada sahip olabilirsiniz?

evet fazla bir markada yok bu özellik, aslında sadece Subaru..ve bu sebeple sizin de aşağıda belirttiğiniz üzre niş bir marka...

Niş mi? Evet bu özellikleriyle nasıl bir marka Niş olmaz ki? Ama çok karakterli bir marka. Niş olmak uğruna teknik gerçeklerinden taviz vermiyorlar.

Japon kardeşlerinize haksızlık etmeyin lütfen!

nerede haksızlık ettiğimi göremiyorum kusura bakmayın...

hergün showroom' da müşterilere Subaru videoları izlettirmiş biri olarak neden bahsettiğimi az çok biliyorum. avantaj ve dezavantajlarını da biliyorum ve kesinlikle haksızlık etmediğimi düşünüyorum.

kaldı ki neden alındığınıza da anlam veremiyorum. burada bir saldırı yok Subaru' ya.

dünya farklı bir yere giderken kendi doğrularında ısrar etmek karakterli bir davranış ancak aynı Mazda' da olduğu gibi bu ticari başarı getiremiyor maalesef.

ne tasarım anlamında ne de teknolojik anlamda, kendi yolunda olsa bile bir ilerleme olmadığı tespiti bir saldırı değildir.

örnek? : Mazda' nın hidrolik tork konvertörlü şanzımanı çift kavramalıların hızına çıkartması çok iyi bir örnektir...hem prensiplerinden vazgeçmedi hem de ilerledi...

Not; Hatırlar mısınız? Bir önceki nesil Mazda 3 ve 6'nın iç mekanlarının Alfa Romeo'dan taklit olduğu konuşuluyordu. Öylemiydi?

daha ilerisini söyleyeyim, Mazda' nın lakabı Avrupa' da "Japon Alfa Romeo' su" dur.

ben bunda bir sakınca da görmüyorum. zira Alfa' nın temsil ettiği değerleri takdir ediyorum bir Alfisti olarak...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Alınmak benim işim değil! Benim buradaki işim bilgi almak ve vermek. Ve doğru bilgi olması lazım alınan ve verilenin. Doğru verdiğinizin bilgiler için size teşekkür de ediyorum, yanlış söyledikleriniz için de doğrusunu anlatıyorum. Forumlar ne içindir ki zaten? Eğer böyle olmasaydı, ben zaten burada vakit harcamazdım!

Yanlış bilgi üzerinde inat etmemek lazım, hele sizin ve benim gibi otomotiv sektöründen olan insanların. Çünkü bizler buradaki arkadaşlarımızı doğru bilgilendirmek konusunda daha fazla sorumluluk sahibiyiz.

Şimdi sadece inat için 318 adetlik üretilmiş bir özel spor modelin ki, büyük ihtimal el yapımıdır, seri üretim olduğunu iddia etmek????

Google'dan araştırsanız, bütün otomotiv literatürünün kabul ettiği Subaru'nun Dünya'nın ilk seri binek otomobiline 4x4 sistemi ekleyen üretici olduğu gerçeğini, ama kuru asfaltta kullanılamıyordu diye ifade etmek???

ne kadar doğru olur?

Dikkat edin, ben burada kimsenin zamanını fazla fazla almamak için gereksiz detaylara girmiyorum. Subaru ürettiği sistemi awd olarak adlandırıyor. Ben ise Dünya'nın ilk 4x4 sistemini diye bahsediyorum. Şimdi size bu konuyu 1 sayfa yazmama gerek var mı? Siz otomotivdensiniz, hem de Subaru'da çalışmışsınız biliyorsunuz zaten.

Bu arada sizinle yazışmak da bana keyif veriyor. Yanlış anlaşılma olmasın...

bu kadar neden alınıyorsunuz anlam veremedim????

hayır,

o yazıda Subaru' nun 1972' de seri olarak ürettiği Leone modelinde, sadece kuru zeminlerde kullanılamayan, part-time bir dört çeker sistemini tanıttığından bahsediyor.

ilk olmakla alakalı bir şey yok burada...ilk üretim Jensen...318' de iyi bir rakamdır sevelim yada sevmeyelim.

ama ben burada Subaru' ya saldırmıyorum  niçin alınıyorsunuz anlamadım gerçekten????

Subaru' nun boxer motora bağlı tam simetrik awd sistemi olarak adlandırdığı sistemin neredeyse aynısı 33' lerde vardı. ve o tarihlerde Subaru' nun böyle bir tam simetriğiz şöyleyiz böyleyiz şeklinde bir anlatımı da yok. sadece 4wd var...

ama tekrar ediyorum bu bir marka kötüleme değildir... Subaru' yu çok severim ve 97 yılında kısa süre bu marka için de çalışmışlığım vardır. asla durup dururken kötülemem...

ad hominem ile bir yere varamayız...

yukarıda cevapladım.

evet öyle ve evet niş bir markadır. konumlaması ve iletişimi de böyledir. hatta siz de aşağıda onaylamışsınız.

sadece Subaru..ve bu sebeple niştir...

sadece Subaru..ve bu sebeple niştir...

sadece Subaru..ve daha çok mecbur olduğu için diyelim...

bu kadar yılda tüm iletişimi sadece ve sadece awd üstüne kurarsanız sıralı dizel motor biraz bozabilir markayı doğal olarak...

ki kırılan biyel kollarından bahsetmiyorum bile...boxer motor yapısal olarak dizelin gerektirdiği yüksek sıkıştırma oranına uygun sağlamlıkla baş etmekte zorlanıyor...

evet fazla bir markada yok bu özellik, aslında sadece Subaru..ve bu sebeple sizin de aşağıda belirttiğiniz üzre niş bir marka...

nerede haksızlık ettiğimi göremiyorum kusura bakmayın...

hergün showroom' da müşterilere Subaru videoları izlettirmiş biri olarak neden bahsettiğimi az çok biliyorum. avantaj ve dezavantajlarını da biliyorum ve kesinlikle haksızlık etmediğimi düşünüyorum.

kaldı ki neden alındığınıza da anlam veremiyorum. burada bir saldırı yok Subaru' ya.

dünya farklı bir yere giderken kendi doğrularında ısrar etmek karakterli bir davranış ancak aynı Mazda' da olduğu gibi bu ticari başarı getiremiyor maalesef.

ne tasarım anlamında ne de teknolojik anlamda, kendi yolunda olsa bile bir ilerleme olmadığı tespiti bir saldırı değildir.

örnek? : Mazda' nın hidrolik tork konvertörlü şanzımanı çift kavramalıların hızına çıkartması çok iyi bir örnektir...hem prensiplerinden vazgeçmedi hem de ilerledi...

daha ilerisini söyleyeyim, Mazda' nın lakabı Avrupa' da "Japon Alfa Romeo' su" dur.

ben bunda bir sakınca da görmüyorum. zira Alfa' nın temsil ettiği değerleri takdir ediyorum bir Alfisti olarak...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Burak Usta, sanırım yine konuyu bölme, taşıma noktasına geldik...

Evet, güzel bir başlık bulursam hemen böleceğim zira benim Mazda CX-5 leri görmem konusu arada kaynadı :D Resim de çektim, birazdan :)

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Bu arada birazdan Burak burayı Subaru forumuna çeivrdiniz diye fırça atacak!

Size bir bilgi vereyim, ben de RX-7,5 haricinde 2 adet daha araç var. Bunlar Subaru Forester 2,5 XT Turbo ve Subaru Outback 3.0 R. Daha önceki Mazdam MX-5 idi.

Marka bağımlılığım sıfırdır. Teknoloji bağımlısıyımdır. Otomobillerin dışından çok, altında yatana bakarım, Niş araç kullanmayı severim. Üründe genelleştirme ve ticari başarıya oynama yerine, özelleştirme ve niş'e oynayanlara saygı duyarım.

Benim için motor; BMW sıralı 6, Honda V-TEC, Subaru Boxer, Mazda Wankel dir. Dediğim gibi, otomobilde teknoloji ve karakter benim için önemli. 2000 yılından beri 7 değişik marka araç satın aldım.

Yani bir markaya duygusal bağla hiç bağlanmadım. Daha önce başka bir forumda söylediğim gibi, ben sadece canlılara duygu ile bağlanırım. Mesleğim itibarıyla da zaten herhangi bir markaya daha yakın, ya da uzak olmam doğru olmaz. Ama teknolojiye saygıyla bağlanırım. Mazda RX-8 satın almamın sebebi de budur.

Sizinle çok yazıştık, bu bilgileri vermek istedim ki, beni anlamak kolay, yanlış anlamak zor olsun.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Ama teknolojiye saygıyla bağlanırım. Mazda RX-8 satın almamın sebebi de budur.

Benim hiç katkım yok mu ? :D

Yok abi ne kızması, sizler yazıştıkça biz keyif alıyoruz. Kolay bulunur bilgiler değil bunlar lakin şimdi konuyu nasıl bölecem de ne ad verecem onu düşünüyorum :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...