Jump to content

Mazda3 Dizel Baskı Balata Sorunu


Emre Keskin
 Paylaş

Tavsiye Edilen Mesajlar

Dizel motorların aslında çevreye daha zararlı olduğunu, Japonların ABD pazarını işgalinden sonra Avrupa'lı üreticilerin de başına aynı şey gelmemesi için EU hükümetlerinin sadece CO2 bazlı emisyon kurallarıyla insan sağlığını değil, otomobil fabrikalarını korumaya yönelik hareket etmeyi tercih ettiğini hem burada hem de diğer forumlarda defalarca yazmışımdır. Yani özetle sana birebir katılıyorum. Otomobilin geleceği tamamen kendi kendine ürettiği yenilenebilir enerjili olanlar olacaktır. Dizel, hybrid, elektrikliler tamamen geçiş teknolojileridir ve asla nihai sonuç değildir. Sonuçta elektrik üretimi için de havayı kirletiyorsunuz, buna sıfır emisyon demek ticari bir oyun olur.

Söz konusu araç C5'in gerçekten uzay mekiğine benzer bir türeviydi. Bu arada ustaların yorumu da aynen şöyleydi; hükümet benzin fiyatlarını düşürse de biz de şu dizellerle uğraşmaktan kurtulsak! Gözünü seveyim benzinli motorun, hiç sorun çıkarmıyor...

Abi servis müdürünün uzay mekiğine benzettiği araç C5 mi:) Önce bir doğru dürüst elektrik tesisatı çeksinler araçlarına sonra bi ara uzaya giderler:)

75000'e verebildiği araç 1,6, hadi 2.0'ını versin o fiyata. 0-100'ü bir ömür süren o uzay mekiğine bineceğime paşa paşa vergisini yakıtını verir Mazda 6'ya keyfiyle binerim. Benzin - dizel fiyatı eşitlendikten sonra Türkiye büyük bir dizel mezarlığına dönüşecek, o zaman o fransızları göreceğiz. Heleki emisyona geçilirken Avrupa'nın dayattığı sistemi değilde Nox salınımını baz alan sisteme geçersek o zaman dizel de kurtaramaz onları.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Evet, platform ortak. Ama Ford yapımı değil, ortak dizayn edilmiş. Bunu zaten hemen hemen her üretici yapıyor, ekonomik olması adına. Bir platformu kullanacak değişik markalardan hepsi mühendislik katkısı sağlıyor, bu platform üzerinde üreteceği araçların dizaynlarını estetik yönden ise kendisi yapıyor. Ayrıca, platform ile birlikte kullanacağı yürür aksam gibi unsurlarda da Özkan'ın dediği gibi, kendi marka imajına, müşteri beklentilerine göre ince ayarlar yapıyor. Ancak platform da tabi ki bazı teknik konularda belirleyici oluyor. Yani platformun izin verdiği ölçüde farklılaşabiliyor teknik detaylar. Özetle ne tam olarak birbirinden farklı bu araçlar, ne de birbirlerinin aynısı...

Ford Focus / Mazda 3 olayına gelirsek; 1.6 dizel motor ne Ford ne Mazda yapımı. Bu motor PSA üretimi ve Citroen, Peugeot, Ford, Volvo ve Mazda araçlarında kullanılıyor. Yanılmıyorsam BMW'de de kullanımı başladı. Tabi ki, değişik üreticilerin taleplerine göre bazı ince ayarları da farklı olabiliyor bu motorların. Ancak temel aynı ve sadece Fransızlara ait motor fabrikalarında üretiliyor. Hangi üreticiye göre ayarlıysa da ona gönderiliyor. Çünkü amaç zaten ortak motor fabrikasında ortak motor üreterek maliyet düşürmek. Aynı motor için örneğin 6 değişik üretici 6 ayrı kalıp döküm fabrikası kurarsa amaç dışına çıkılabilir ve tasarruf sadece teknik dizayn alanında sınırlı kalır, imalat maliyetine yansımaz.

Şanzıman ise Ford yapımı ve Ford, Volvo, Mazda da ortak kullanılıyor diye biliyorum.

Kesin olarak bildiğim diğer şey ise benim ve Özkan'ın aracı %100 şahsına münhasır, %100 Mazda ve %100 made in Japan...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Birşeyi eksik bilmek bilmemekten daha kötü..

Yukarıda da belirttim, platformun ortak olması aracı Ford'un ürettiği anlamına gelmez. 

En güzel açıklamayı bu konunun uzmanı Mustafa Abi zamanında yapmıştı zaten ;

http://www.mazdaclubtr.com/28601/platform-ne-demek/

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Mustafa abi Ford Dagenham, Volvo Skövde fabrikalarında da üretiliyormuş 1.6 dizel. Büyük ihtimal ortak fabrika talebe yetişememiştir.

Abi araca mp3 cdsi yazarken bile Fuji'ye falan yazıyorum oran %99'a düşmesin diye  :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Amerika kıtasında dizel satışı olmadığı için, dizel versiyonu Avrupa pazarı için Avrupa'da, benzinli versiyonu ise ABD pazarı için ABD'de üretmek lojistik maliyet avantajı getirmiştir.

Yapılır mı bu şimdi Özkan yaaa? En azından bana söylemesen olmaz mıydı? Ben şimdi yerli üretim Kıraç'ı nasıl dinleyeceğim??? Dur yahu, ben de Fuji'ye çeker öyle dinlerim...

Şaka bir yana, merak etme CD ile %1 kaybetmezsin. Olsa olsa %00,1 kaybedersin ki, Dünya'da hiçbir şey bundan daha saf değildir zaten. Biz saf Argon gazı diyoruz ama %99,8 geliyor. Mutluluğun en saf hali Mazda RX-8'dir. %100 mutluyum diyebilir misin?

Mustafa abi Ford Dagenham, Volvo Skövde fabrikalarında da üretiliyormuş 1.6 dizel. Büyük ihtimal ortak fabrika talebe yetişememiştir.

Abi araca mp3 cdsi yazarken bile Fuji'ye falan yazıyorum oran %99'a düşmesin diye  :D

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sevgili arkadaşlar, aracımı bugün aldım.... :dua: Garantiden debriyaj baskı-balata yenilendi... 12. aylık hediye bakımını da yaptırdım. Biliyorsunuz arabam daha çok yeni ancak 10.000 km doldu; fakat debriyaj ilk aldığım günden çok daha iyi kavrama yapıyor... Hatta ilk başta aracı birkaç kez stop ettirdim... Diyorum ki bu fabrikasyon hata baştan beri varmış... Hatta eşim kendi peugeout'sundan benim araca bindiğinde vites geçişleri atak değil, benim 4 yıllık arabam daha atak diyordu hep...

Bu konuda son söz; Mazda merkez ve servisler iyi niyetli olsalar bile, zamanında ve pratik çözümler üretemediklerinde hiçbir şeyin anlamı yok. Daha müşteri zorlamadan, onların müşteriyi madur etmemek adına en pratik yolu bulmaları ve en hızlı servis hizmetini vermeleri gereklidir... Yoksa herşey Mazda adına kayıp hanesine yazılmaktadır. 

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sevgili arkadaşlar, aracımı bugün aldım.... :dua: Garantiden debriyaj baskı-balata yenilendi... 12. aylık hediye bakımını da yaptırdım. Biliyorsunuz arabam daha çok yeni ancak 10.000 km doldu; fakat debriyaj ilk aldığım günden çok daha iyi kavrama yapıyor... Hatta ilk başta aracı birkaç kez stop ettirdim... Diyorum ki bu fabrikasyon hata baştan beri varmış... Hatta eşim kendi peugeout'sundan benim araca bindiğinde vites geçişleri atak değil, benim 4 yıllık arabam daha atak diyordu hep...

Bu konuda son söz; Mazda merkez ve servisler iyi niyetli olsalar bile, zamanında ve pratik çözümler üretemediklerinde hiçbir şeyin anlamı yok. Daha müşteri zorlamadan, onların müşteriyi madur etmemek adına en pratik yolu bulmaları ve en hızlı servis hizmetini vermeleri gereklidir... Yoksa herşey Mazda adına kayıp hanesine yazılmaktadır. 

Abi senin sorunu mazda merkeze sordum. Başayar'ın yetkili bayi olmaması yanında, yetkili servisliğide son bulmuş(yada bulacak) öyle anladım. başayar stok tutmuyormuş . biraz da ondan sıkıntı çıkmış sanırım. 5 aralıkta gelen mail de aşağıda:

"Fatih’ ciğim,

bu olay CRM kanalıyla bize de intikal etti.

Ancak burada bir iletişim hatası var sanırım.

Zira müşterinin beyan ettiği tarihlerde bayinin böyle bir başvurusu yok.

Ben ilk mesajı forumda yakaladım. Araştırdık o anda bize bir başvuru yoktu.

Dun akşam CRM kanalıyla gelen başvuruyu garantiye gönderdim.

Bilgine"

can derdinden sana da foruma da yazamadım :D tiz vurun boynumu :P

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Mebbaşayar hala yetkili servis yoksa garantiden değişim işlemi yapamazdı ama belki çok yakında senin dediğin gibi buna son verilir... Neyse Mebbaşayar'a bundan sonra asla gitmem... Kimsenin de gitmesini tavsiye etmem...Merkezin mesajından anlıyorum ki servis bildirimi bile zamanında yapmamış...Bana yaptık dediler ama yapmamışlar... Herter ve Opan kaldı elimizde...

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar selam.

İsmim Arda, Ankara'da yaşıyorum, müzik eğitimi ile uğraşıyorum ve 33 yaşındayım.

Tam bir, "Alfista" tabir edilebilecek Alfa Romeo kullanıcısıyım.

2004'te aldığım 147'mi bu yaz satıp bagaj ihtiyacından dolayı 2003 156 aldım.

"Alfa Romeo gibi problematikleri çok olan bir markadan sıkılıp Mazda gibi

sorunsuz ve sağlam bir marakaya mı geçmek istiyorsun" dediğinizi duyar gibiyim.

:-)

Şöyle anlatayım... anneme eylül ayı içerisinde dizel bir Mazda3 aldık.

Senelerce sorunsuzca Honda Civic kullandı. Ondan önce de 96 Corolla GLI'yı vardı.

Sorunsuzluğundan dolayı tam bir Japon aracı hayranıdır.

Benzin fiyatlarından dolayı senelerce sorunsuz binip 175bin km'ye getirdiği

Civic model aracını dizel bir araçla değiştirmek istedi. Benden yardım isteyince de

kendisine Mazda3'ü tavsiye ettim. Volvo s40 mı, nispeten fiyatı ucuz olan benzinli yeni

Civic mi derken sorunsuzluğunu anlattığım Mazda3'e bir deneme sürüşü sonrası karar verdi.

Benim tatilde olduğum bir gün OPAN'dan aracı almış.

Aracı ilk 2 ay sorunsuz kullandı ama Kasım ayının 23'ünde İstanbul Ömerli'deki bir seminere

katılmak için beraber onun aracıyla yola çıktık. Şile'de bir otele yerleştik ve iki gün boyunca

araçla Ömerli'ye gidip geldik. 2. günün sonunda Kadıköy'e gitmek için araçla yola çıktık.

Seminerin 3. günü Ömerli'de değil Avrupa yakasında bir yerde olacaktı. Kadıköy'e aracı

güvenli bir yere bırakıp vapurla karşıya geçmekti planımız. Tabi yola çıkarken aracımızın

o gece MERSER isimli serviste kalacağını bilemezdik.

Ömerli'den ağır bir trafikle yola çıktıktan 3-4dk sonra aracın içine ağır bir yanık kokusu

dolmaya başladı. Ben, ilk başta öndeki dizel servis aracının kokusunu alıyoruz sandım.

Fakat annem aracı sollayınca da koku geçmedi ve daha da ağırlaşmaya başladı.

Kadıköy'e kadar o soğukta cam açık gittik.

Annem bu kokunun daha önce de 1-2 kez az bir miktarda olduğunu söyledi.

Kadıköy'de aracı cadde üzerinde durdurup yol yardımı aradık. Merser'in ustası 45 dk

sonra geldi ve "muhtemelen debriyajı yemişsiniz" dedi. Araç daha 3000 km'deydi ve bizler de

tacrübesiz sürücüler değiliz. Annem 55 yaşında ve 35 senelik şoför. Ben de 10-11 senedir

otomobil tepesindeyim.

Merser'e aracı çektik ve sağolsun servis şefi Cihan bey evinden gelip bizle ilgilendi.

Ankara'ya dönelim ve araç pzt gününe kalmasın diye gece tekniker getirtip debriyajı

değiştirdiler. İnsiyatif kullanıp garantiye de soktular.

Pzt günü annem Opan'a gittiğinde neredeyse dalga geçermiş gibi bir muamele ile karşılaşmış.

Ustalardan birisi gelip direkt "böyle kullanırsanız yenisini de yersiniz" demiş. Sonra aynı usta

aracı test sürüşüne çıkartmış ve 5 dk sonra elde tampon ile servise geri dönmüş. Deli gibi

kullanan reprezant araçlarını bilirsiniz. 34 plakalılar... onlardan birisine arka tamponun köşesini

sürtmüş.

Usta başı önde eğik bir şekilde gelmiş, özürler falan ama üstüne de münakaşalar vs.

Servis kendi hatası olduğu ve araç 4 gün kaldığı halde anneme kullanması için araç

vermedi. Mazda'nın sitesindeki iletişim bölümüne durumumuzu yazdığımız halde onlar da

gerekli ilgiyi göstermeyip telefon ile üstünkörü bir konuşma yapmışlar.

Aracın tampon değişmiş ve güzelce boyanmış ve debriyaj biraz yumuşayıp çıkmış servisten fakat

annem arada beni arayıp benzer yanık kokusunun sık sık geldiğini söylüyor.

"Satacağım bu baracı ve yeniden Civic alacağım" deyip duruyor. Kendisini Mazda'ya ben yönlendirdim ama

her gün bu rahatsız durumu ensemde hissediyorum. Arayıp bana sorular soruyor çaresizce.

Kendi başıma gelse uygun bir çözüm bulur ve belki de en son ihtimal başka bir Mazda servisinde

komple şanzıman değişmi yaptırır ve araçtan vazgeçmezdim.

Fakat annem yoğun çalışan ve vakti az olan ve ayrıca çok ince eleyip sık dokuyan birisi.

Aracı değiştirmenin yolarrını arıyor.

Açıkcası bizim Alfa'ların yol tutuşu ve dinamikliğinden sonra Mazda3'ü gayet beğendim. Beklediğim

gibi çıktı. Çünkü 2003 Civic'in sürüş karakteri pelte gibiydi. O derece yol tutmayan ve fren hissi zayıf

bir aracın benzerini kullanmasını çok istemedim. Yeni Civic tabi ki iyidir ama Mazda gibi daha az kişide

olan daha özel bir araç kendi kişisel tercihim olurdu.

Bu aşamada sizler ne önerirsiniz? Nereye şikayet edelim? Aracı satalım mı yoksa revizyonlu parça ile mi

değiştirtelim tekrardan? Yoksa sorun başka bir şey de servisler mi yanlış teşhis koyuyor?

Siz ne dersiniz?

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Arda öncelikle çok geçmiş olsun. Bu konuda ortak bir takım sıkıntılar malesef var, muhtemelen ben kendi aracımdan bile şüpheleniyorum. Hafif rampa bile olmak üzere 1 vites ve geri vites ilk kalkarken bir ses duyuyorum bende. Düz yolda kalkışlarda hiç bir sıkıntı yok. Bu konuyla ilgili bende servisin bir yolunu tutacağım.

Bu arada anlattığınla ilgili kafama takılan birşey var. Merser'de parça garantiden değişti demişsin, sonra Ankara'da aynı sorunla ilgili tekrarmı servise gittiniz.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Evet, orayı tam açık yazamamışım.

Annem servisten konuyla ilgili bilgi almak için uğramış dönüşün ertesi günü.

Bir de ilk zamanlarda bir kaç kez kalkarken stop ettiğini söylemişti. Herhalde vites tam geçmeyince yaptı diye düşünüyorum. Debriyaj merkezi tam olarak ayırmadıysa olabilir herhal.

Alfa'da özel servisin habersizce taktığı çıkma debriyaj merkezinden dolayı benzer bir sorun başıma gelmişti.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Forumda, bu konuda sıkıntısı olanların sayısı, gün geçtikçe artıyor bu arada !! Parça değiştikten sonra sıkıntılar şikayet halen devam ediyor sanırım. Revizyonlu parça ile değiştiren arkadaşlarda vardı forumda. Bu tip sorunlar her marka ve model otomobillerde malesef olabiliyor, sonuç itibari ile hepsi kul yapısı.

Bence acele etmeyin, bu tip sorunlar çözümü olan şeyler. Eski bir Honda kullanıcısı olarak, Mazda'yı Honda ile mukayese bile etmem. Mazda sorunsuzluğu ile kafamızda yer ettiği için, bu tip bir sıkıntıyla karşılaştığımızda haliyle şaşırıp tepkimizde farklı oluyor.

Ben Megane II arac almıştım, aldığım günün ertesi günü henüz daha araç 30 Km'de iken Direksiyon pompası arızası verdi. Bu olay 2004 yılında başıma gelmişti. O dönem 4.800.-TL fatura çıkmıştı, garantiden değişmişti. Sonrasında 2008 yılına kadar kullandı o otomobili, hiç sorunsuz bir şekilde.

1998 yılından bu yana çalıştığım şirketin sahipleri Bmw, Mercedes gibi otomobiller kullanıyorlar. Bu süre sarfında bir dünya model değiştirdiler. O kadar kıl tüy arızalarına, yolda kalmalarına bire bir şahit oldumki !!  Mazda'nın ülkemizde, satış sonrası servis hizmetlerinde ciddi sıkıntıları var, bu konuda çok haklısınız. Siz de annenizde iyi düşünüp taşınıp karar verin. Bir çok marka model otomobil kullandım, ama Mazda 3'ten aldığım keyif bir başka gerçekten.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Sorun şanzımanda değil baskı balatada anladığım kadarı ile. Bu sebepten dolayı komple şanzıman değiştirmek çok mantıklı değil.

Ankara bu konuda malesef biraz şanssız sanırım. MeB Başayar dan ağzı yananlar var. Opan'dan sen şikayetçisin, bir Herter kalıyor onu da bilmiyoruz.

İstanbul'da ise çok şanslıymışsın. Koşuyolu Merser ve Cihan Abi o anda gidebileceğin en iyi yerlerden biriydi ki o da zaten üzerine düşeni yapmış.

Eğer yapılabiliyorsa bir süre sonra yolda kalmaktan ise daha detaylı bir inceleme için tekrar götürün demekten başka çare yok.

Bir de durumu Mazda Çağrı Merkezi üzerinde takip edin sonra o ona haber vermiyor o bilmiyorum diyor problem oluyor. Kendi haklarını koruman açısından böylesi daha garanti.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

Arda kardeşim, sen de benim gibi talihsiz bir olay yaşamış olmanın sıkıntısı içerisindesin. Maalesef Mazda sorunsuzluğunu yaşayamayanlar sınıfına girdik; umarım bundan sonrası için problem yaşamayız.

Servisler konusunda gelince, Mazda Merkez bu konuya ne kadar eğiliyor bilmiyorum ama öncelikle satış rakamlarını yükseltip bununla paralel olarak da servis hizmetleri için ciddi bir kalite kontrol prosedürünü işletmeyi bilmesi gerekmektedir. Aksi durumda, servislerin durumu oradaki insanların iyi niyetine kalmış durumda. Kurumsal bir yapı olmadığı için sürekli hatalar ortaya çıkıyor. Mazda merkez, servisleri ile birlikte bu kurumsallığı oluşturmalıdır.

Servis sonrası sorunlara gelince elbette rahat değiliz; örneğin bu cumartesi tekrar Mebbaşayar'a uğramak zorundayım çünkü araçtan 2000 devir civarında bağırmaya başlıyor; hani hava filtresini tam kapatamazsın da gaza basınca titreyerek ses çıkarır ya aynen öyle bir ses, muhtemelen alttaki motor korumanın somununu yada belki hava filtresisi tam sıkıp kapatamadılar... Veya başka bir sorun olabilir bilmiyorum... Ama bildiğim 10.000 km boyunca duymadığım bir sesin olduğudur.

Ayrıca hem garanti kapsamında baskı-balata değişimi için hem de hediye bakım için aracı teslim alırken bana ne bir evrak verdiler ne de bir evrak imzalattılar. Böyle bir ciddiyetsizlik olur mu ? En azından basit bir belge düzenlenir; yapılan işlemler yazılır ve garantidendir veya ücretsizdir ibaresi ile müşteriye teslimat esnasında verilir. Şimdi ben aracımın polen filtresinin değişip değişmediğini bilmiyorum. Değişmemişse kimseyi sorumlu tutamam, zira bir belge yok ortada... Servis de değiştiğini ispatlayamaz, çünkü onlarda teslimat imzası almadılar. Kusura bakmayın ama çok dangalakça bir iş bu.

Yorum bağlantısı
Diğer Sitelerde Paylaş

 Paylaş


×
×
  • Yeni Oluştur...