Lider Tablosu

Benim araçta mayısta 6 yılını dolduracak kullanma sürem olarak.66 binde aldım şu an 220 binde .ilk dönemlerde yoktu 100 bin civarları başladı.110 bine kadar servis bakımı sonra kitapçığa göre ne gerekiyorsa gerek servis gerek özelde en iyi ürünleri kullanıyorum.Son bakımda egr ve çevresi ne varsa temizleteceğim motor iç temizliği dpf dahil .Ben aracı çok iyi tanıyorum artık.Nerede yakıyor ışık gazı orantısız bas çek yaparsam ya da yokuş ortası aniden basarsam ya da yüksek hızdan sonra bir yokuş geldiğinde hız kesip tekrar basarsam yapıyor.Birde uzun süre rölanti ve kısa mesafe sürüşler onlarda sıkıntı.Tüm bunlara dikkat ede ede bu km lere kadar severek geldim ve daha da gitmeyi düşünüyorum.Ta ki yeni bir mazda alana kadar.

Bu konu ile ilgili bir şikayeti daha önce duymamıştım. Burada bahsedildiğini de hatırlamıyorum. Araştırınca disk veya balata değişimi sırasında bakım moduna alınmayan fren sisteminin de benzer bir hataya sebep olabileceği yazıyor. Bu süreç içerisinde böyle bir değişim yaşandı mı? Bakım moduna alınmış ama çıkartılmamış olabileceği de söylenmiş. Denemişsiniz ama belki yazı içerisindeki yöntem farklı olabilir diye buraya linki ekliyorum https://www.reddit.com/r/mazda/comments/12ojkhd/2017_mazda_3_electric_parking_brake_warning_light/?rdt=46247

Alıntıdır 2026 Mazda CX-5, son teknolojiye sahip bir AI destekli uyumlu sürüş asistanı ile tanıtıldı. Bu sistem, sürüş deneyimini kişiselleştirmek için alışkanlıkları, hava durumunu ve trafiği analiz ederek derin öğrenme kullanıyor. Sürdürülebilirlik, geri dönüştürülebilir biyokompozit gövde malzemesi ile ön planda, yakıt verimliliğini artırıyor. CX-5’in tasarımı ve teknolojisi, Mazda’nın daha yeşil bir otomotiv geleceğine olan bağlılığını yansıtıyor. Yenilikler, teknoloji ve çevresel bilinçteki tüketici tercihleri için yeni bir ölçüt belirliyor. Hızla gelişen otomotiv dünyasında, yeni Mazda CX-5, son teknoloji ile sürdürülebilirliği birleştirerek öne çıkıyor. Şık tasarımı ve çevik performansı ile tanınan bu popüler kompakt SUV, şimdi yeniliklerin yeni bir alanına adım atıyor. 2026 CX-5, bu yılki Tokyo Otomobil Fuarı’nda tanıtıldı ve dönüştürücü bir özellik sunuyor: AI destekli uyumlu sürüş asistanı. Bu sistem, sürücünün alışkanlıklarını, hava koşullarını ve trafik desenlerini sürekli olarak analiz eden derin öğrenme algoritmalarından yararlanarak sürüş deneyimini optimize ediyor. Sürücünün ihtiyaçlarını tahmin edip uyum sağlayarak, sistem güvenliği ve konforu artırıyor ve daha önce hiç olmadığı gibi kişiselleştirilmiş bir sürüş sunuyor. Ayrıca, Mazda’nın sürdürülebilirlik konusundaki bağlılığı, en yeni CX-5 modellerinde kendini gösteriyor. Araç gövde yapısında devrim niteliğinde bir geri dönüştürülebilir biyokompozit malzeme kullanılması, toplam ağırlığı azaltıyor ve güvenlikten ödün vermeden yakıt verimliliğini artırıyor. Bu yenilik, Mazda’nın otomotiv endüstrisinde daha yeşil bir geleceğe yönelik öncü çabalarını simgeliyor. Bu ilerlemelerle, yeni CX-5 sadece bir otomobil değil—bir ifade. Sadece sürücüyü desteklemekle kalmayıp, onunla evrilen bir teknolojiye odaklanarak sürüşün geleceğini kapsıyor. Tüketiciler daha çevre bilinci yüksek ve teknoloji meraklısı hale geldikçe, CX-5’te yapılan yenilikçi adımlar modern araçlar için yeni bir standart belirliyor. Sürüşün geleceği burada ve 2026 CX-5, teknoloji, verimlilik ve stilin harmanlandığı çekici bir seçenek sunarak yolu açıyor. Sürüşün Geleceğini Keşfedin: 2026 Mazda CX-5’in Devrim Niteliğindeki Özelliklerini Keşfedin. 2026 CX-5’teki AI destekli uyumlu sürüş asistanı nasıl çalışıyor? 2026 Mazda CX-5’teki AI destekli uyumlu sürüş asistanı, sürücünün bireysel alışkanlıkları, mevcut hava koşulları ve gerçek zamanlı trafik desenleri gibi birkaç ana faktörü analiz etmek için derin öğrenme algoritmalarını kullanarak çalışır. Bu veri noktalarından sürekli olarak öğrenerek, asistan her durum için optimal sürüş tarzını tahmin edebilir, hem güvenliği hem de konforu artırır. Sürücünün benzersiz tercihlerini karşılamak için gaz tepkisi, frenleme ve direksiyon sertliği gibi sistemleri ayarlarken, dış koşullara da uyum sağlar. Bu teknoloji, kişiselleştirilmiş bir sürüş deneyimi sunarak uzun yolculukları daha konforlu ve kısa gezileri daha verimli hale getirir. 2026 Mazda CX-5’in sürdürülebilirlik özellikleri nelerdir? Mazda’nın 2026 CX-5’i, gövde yapısında devrim niteliğinde bir geri dönüştürülebilir biyokompozit malzeme kullanıyor. Bu malzeme, aracın ağırlığını önemli ölçüde azaltarak, güvenlik veya dayanıklılıktan ödün vermeden yakıt verimliliğini artırıyor. Sürdürülebilirlik konusundaki bağlılık, Mazda’nın çevre dostu bileşenler üretme ve üretim sürecinde karbon emisyonlarını azaltma çabalarıyla daha da vurgulanıyor. Bu yaklaşım, daha yeşil otomotiv teknolojilerine yönelik küresel eğilimle uyumlu olup, Mazda’yı çevresel olarak sorumlu araç tasarımında bir lider konumuna getiriyor. 2026 CX-5 için beklenen pazar etkileri ve trendler nelerdir? 2026 Mazda CX-5’in, AI teknolojisi ve sürdürülebilirliğin entegrasyonu için yeni ölçütler belirleyerek otomotiv pazarını etkilemesi bekleniyor. Tüketici tercihleri, daha yeşil ve teknoloji odaklı araçlara doğru kaydıkça, CX-5’in yenilikleri rekabetçi otomobil üreticilerini benzer özellikleri benimsemeye yönlendirebilir. Geri dönüştürülebilir biyokompozit malzemenin kullanımı, sektörde standart hale gelebilir ve sürdürülebilir malzemeler üzerine daha fazla araştırma ve geliştirmeyi teşvik edebilir. Pazar analistlerine göre, CX-5 gibi araçlara olan talep muhtemelen artacak ve Mazda’nın hızla değişen otomotiv ortamındaki stratejik konumunu destekleyecektir. KAYNAK Tüm haberi görüntüle

İzmir' Bu gidişle biz de Avrupalılar gibi araç bakımını kendimiz yapmak zorunda kalacağız. Motor yağı, filtreler ve işçilik için inanılmaz yüksek rakamlar. En kral yağın orjinali 1500 tl, filtron, mahle gibi kaliteli filtreler çok daha ucuz. İşçilik de kayış vs. olduğu için max. 2000 tl olmalı. Pazarlık yapıp serviste yada malzemeleri alıp normal bir tamircide değiştirin bence. İşiniz zor.

https://www.hella.com/techworld/uk/bi/mazda-cx5-poor-starting-behaviour-acceleration-behaviour-scbs-malfunction/ sorununuzun cevabı burda bulabilirsiniz, türkçeye çevrilebilir.

Başlık adeta Çin otomobilleri üzerine bir zaman tüneli gibi. Neredeyse 20 sene önce burada tartışılan ucuz çinli araçlara bakıyoruz ve haklı bir "buna can emanet edilmez" düşüncesi ile sırt çevrilmiş kutu gibi otomobiller. Bugün ise dünyanın geri kalanı regülasyonlara uymak adına ar-ge çalışmalarına milyarlar harcarken büyük teşvikler ile neredeyse her gün bir model çıkaran, sarf malzeme ve elektronik yapısı benzer, rijit şasili kullanışlı platformlar üzerine inşa edilmiş çinli araçlar. Bayide BYD'yi incelerken komik görünmeyi umursamadan arabanın altına eğildim. Soketlerini, bağlantı noktalarını, sensörlerini, iskeletini inceledim. Not: Byd Seal'in şasisinin gerilim dayanımı kıyasladığım Alman aracın yaklaşık 2 katı seviyesinde. Mercedes S Class ile benzer (40+ kilonewton metre / derece) burulma direnci sunuyor. Otomobilin üzerinde bir Alman markasının amblemi olsaydı fiyatı 3 milyondan aşağı olmazdı. Kendi bataryalarını üretebiliyor olmaları, üretim masraflarının düşük olması gibi nedenler sayesinde bizim standartlarımızdan taviz vermeden %30 uygun fiyatlı otomobil üretebilmeyi başarmışlar. Günümüzde dünyadaki pahalılık, alım gücü sıkıntıları, nüfus vb. dinamikleri düşününce 20 sene önce yüzüne bakılmayan Çinliler bugün standartı belirleyebilir diyebiliyoruz. Yeni evlenmiş, ortalama geliri olan bir ailenin, etiket fiyatını "kendilerine göre" saçma sapan euro 5-6-7* regülasyonlarının getirdiği masrafların belirlediği bir hatchback avrupa aracı yerine aynı standartları korumuş fakat maliyet avantajını müşteriye aynı fiyatta aile boyu bir suv model olarak sunan çin markasını tercih edebileceğini mantıklı buluyorum. Çin'in bu regülasyon kısıtlarından arınmış olması diğer dünya markalarının iştahını kabartıyor. Ucuza üretim, ucuz ar-ge, hazır müşteri... Daha ne olsun. Bu devirde sıralı 6 silindir çıkarıp diğer taraftan atmosferik üniteleri sürdürmek üzerine çalışan Mazda'yı tebrik etmek lazım.

Bu aracı kullanmadım, ancak araç piyasasındaki gözlemlerime göre, zamanın ve kullanımın eskittiği, sarf malzemesi sayılan parçaları haricindeki arızaların neredeyse tamamı, soğutma sıvısına, uygun olmayan, iyonize olduğu için zamanla oksidasyona yol açan çeşme suyu katılmasından kaynaklanıyor. Sıfır araç alan biri, soğutma sıvısı depo kapağına bir kilit takıp ustaları soğutma sıvısından uzak tutsa ve sadece saf su+antifriz eklenmesine izin verse, rutin olmayan hiç bir arızayla karşılaşmaz.

Contayı Victor Reinz marka aldım, ancak aynı gün kargolamayı kabul eden ilk satıcıda, stokta o olduğu için onu seçtim. Çoğunlukla opelcilerin kullandığı onlineyedekparca sitesinden. İşin tuhafı, İzmir'deki parça satıcılarında bu contanın ya hiç olmaması, ya da sadece 100-200 liralık Çin mallarının olması. Gerçi aynı gün kargo işime yaramadı, tork anahtarını hızlıca edinmenin iki yolundan biri, yerel parçacılardan birinden basit bir taneyi 3 katı fiyata, 6500 liraya almak veya Amazon'dan İzeltaş markalı olanını 8500 ya da Alman malı olanını 11500 liraya almaktı ki bu buji değişimi dışında rutin kullanmayacağım bir anahtar için fazla geldi. Viktec diye bir online siteden 1910 liraya 10-30 nm sipariş ettim. İzmir'deki hırdavatçı ve parçacılara tork anahtarı sorduğumda, torx diye anladılar, sanayideki adı, ayarlı tork anahtarıymış. Sağlam bir veriye ulaşamadığım için, üst kapağı 10 nm, bujileri, NGK sitesinde belirtilen 25-30 nm aralığındaki 30 nm ile sıkacağım. Olası bir diğer sorunum ise yetkili servisin ve mazda forumlarında övülen ustaların bir türlü ilgilenmek istemedikleri p0012 hata koduna neden olduğunu düşündüğüm yağ basınç kontrol valfi. Sadece kirli de olabilir, ancak benim şüphem, daha önce üst motor yapılırken iki bobini sahtelerle değiştiren ustanın, bunu da sahteyle değiştirmiş olması, zira öncesinde böyle bir sorunum yoktu. Bu valfi online satıcılarda sadece Itaqi marka bulabildim, olmazsa Muğla'daki Gören Otomotiv'den, @okkko beyden orijinal parça konusunda yardım talep etmeyi düşünüyorum. Kia yetkili servisi olmuşlar ama hala stokları olabilir.

Dünyanın en büyük iki otomobil pazarı ABD ve Çin. Makaleye göre bu iki ülke dünyada satılan tüm araçların yaklaşık olarak % 50'sini üretiyor. Ancak, ABD ve Çin otomobil tüketicileri veya otomobil pazarı aslında Mars ve Venüs kadar farklı özelliklere sahip. Örneğin, Toyota sadece Çin pazarı için tamamen Çin'de tasarlanan ve Çin'de üretilen bZ3X isimli elektrikli bir SUV modelini sadece $15,000 başlangıç fiyatıyla satıyor. Bu araç ABD'de veya başka bir ülkede yok, sadece Çin'de var. Araç satışa çıktığı daha ilk gün Toyota bZ3X için 15,000 adet sipariş aldı. Toyota'ya göre benzer özellikteki bir Toyota SUV modeli ABD'de yaklaşık $40,000 gibi bir fiyata satılıyor. Uzmanlara göre $15,000'lık bu SUV modelini Çin'de karlı bir şekilde satabilmek mümkün, ABD'de ise bu mümkün değil. Toyota'dan haberler bununla bitmiyor. Toyota Shanghai'da 2027 senesinde açılacak yeni bir fabrika üzerinde çalışıyor. Bilin bakalım bu fabrika hangi otomobili üretecek. Lexus tabii ki. https://www.wsj.com/business/autos/what-a-15-000-electric-suv-says-about-u-s-china-car-rivalry-43cd564e?st=VKtTnJ&reflink=desktopwebshare_permalink

Gerek Tesla hisse fiyatındaki düşüş, gerekse gerçekleşen ve beklenen karın düşmesi üzerine 8 kişiden oluşan Tesla yönetim kurulu bir taraftan CEO Elon Musk'ın yerine birini ararken, diğer taraftan Musk'ı Tesla'da daha fazla zaman harcaması için uyardı. Tek bir insan politika dahil bir düzine işle ilgilenmeye kalkarsa olacağı budur. https://www.wsj.com/business/autos/tesla-musk-ceo-search-board-0ce61af9?st=zzwXmr&reflink=desktopwebshare_permalink

2017-2018 makyajlı modellerde şanzıman sıkıntısı daha az ve yakıt tüketimi daha iyi 2014-2016 modellere göre...

Mekanizmasını söküp bakmak lazım. ,Kendiniz yapamazsanız Ankara Bey Otomotiv yada Yetkili Servis Hertere baktırın bence.

Bu WSJ makale, Ferrari'nin lüks otomobil pazarını domine etmesinin ardındaki çılgın ekonomik gerçekleri anlatıyor. Ferrari birçok modelinin üretim adetlerini bilerek sınırlandırıyor. Bu da onu aranan bir marka ve Avrupa'nın en değerli otomobil üreticisi yapıyor. Ferrari güncel hisse fiyatı ile halen tam $90 milyar piyasa değeri ediyor. Üstelik bunu bir senede sadece 13,752 araç üreterek gerçekleştiriyor. Bir Ferrari satın almak için sadece para yeterli olmuyor. Aynı zamanda şirket ile uzun dönemli bir ilişki içinde olmanız gerekiyor. Ferrari CEO'su Benedetto Vigna son bildirisinde şunu söyledi: "Biz bir otomotiv şirketi değiliz. Biz otomobil üreten bir lüks ürün şirketiyiz." Ferrari yukarıda bahsettiğimiz gibi bu başarısını bazı modellerindeki "limited edition" yani sınırlı sayıda üretim adetlerine borçlu. Enzo Ferrari'nin eski bir sözü var: "Ferrari her zaman pazarın talep ettiğinden bir adet eksik üretim yapacaktır." Ferrari'nin ticaret direktörü Enrico Galliera sadece paranın yeterli olmadığını şöyle anlatıyor: "Biz şunu anlamaya çalışıyoruz: Ferrari ile etkileşiminiz nedir?" Müşterilerin LaFerrari gibi bazı üst modellere sahip olması için son üç sene içinde bir Ferrari satın almış olmaları önkoşul olarak istenebiliyor. Ferrari sahipleri özel bir klübün üyesi de oluyor ve çok özel davetlere katılma hakkı elde ediyor. Ferrari üyelerinden bu davetlere misafir olarak arkadaşlarını ve birtakım özel insanları getirmesini talep edebiliyor. Böylece bu kişilerin de belki bir gün bir Ferrari sahibi olabileceği olasılığı üzerinde duruluyor. https://www.wsj.com/articles/the-wild-economics-behind-ferraris-domination-of-the-luxury-car-market-8427dff0?st=augJD9&reflink=desktopwebshare_permalink

2025 yılında 2024 araç tanıtılması garip değil mi? Biraz araştırdım da makalenin ingilizcesinde 2026 diyor mantıklı olarak. Türkçeye çevirenler yılı neden çevirmiş anlaşılır değil https://tumirador.com.ar/uncategorized-en/mazdas-game-changing-2026-cx-5-an-electrifying-leap-into-the-future/21537/ Not: Haberdeki 2024 ler 2026 olarak değiştirildi

Mazdanın bu ülkeden çekilmesi çok büyük eksiklik. Oto piyasasında sanki bir eksiklik var gibi. Yeni SUV'ları gerçekten çok güzel ve başarılı. Özellikle hedefimdeki cx 30 tam bir aile aracı. Piyasa Çinlilere kaldı. üzgünüz...

Evet bizde kesin vardır diye düşündüm:) cevabınız için teşekkür ederim

3. Nesil araçlarda varsa i-stop ayarları da kayboluyor eğer yedek akü veya çalışırken beslenmezse. Geçtiğimiz aylarda aküyü değiştirmek zorunda kalmıştım voltajı neredeyse sıfırlandığı için i-stop'un kendini toparlaması bir haftayı bulmuştu

Suzuki ne yapsın, baktı ki çirkinlik abidesi toyotalar çok satıyor, biz de çirkin bişey yapalım demişlerdir

Japon Suzuki Motor şirketini bir 40 sene kadar yöneten Osamu Suzuki bu çarşamba günü 94 yaşında lenfoma ("lymphoma") sonucu yaşamını kaybetti. Osamu Suzuki 90'larında iken bile şirketteki işine gidip geliyordu. Halen Suzuki'nin başında kendi oğlu Toshihiro Suzuki bulunuyor. Suzuki firması küçük otomobiller ve motosikletler ile ismini duyurdu. Halen ABD'de Suzuki otomobil satılmıyor ama Suzuki motosiklet satılıyor. Suzuki otomobil ise en fazla Hindistan'da üretiliyor ve satılıyor. Ben şahsen Suzuki otomobilleri o kadar çok başarılı bulmuyorum ama Suzuki motosikletlerin gerçekten çok başarılı olduğuna inanıyorum. Bildiğim kadarıyla ABD'de en çok satan motosiklet markalarından biri (sanırım ilk üçte) Suzuki'dir. https://www.wsj.com/business/autos/osamu-suzuki-small-car-wizard-who-built-indias-dominant-automaker-dies-at-94-f0ff160f?st=Z9agmU&reflink=desktopwebshare_permalink

Hayırlı ve ömrü uzun olsun, artık araçlardaki elektronik cihazların fazla olması, hafızasının silinmemesi için, aracı zorunlu olmadıkça stop etmeden akü değiştiriyorlar. Akünüzü yenilerken elektirik bağlantısını kesselerdi, (2. nesil için) 1. cam açma ve kapama ayarları bozulacaktı, 2 . hız sınırlama ayarları sıfırlanacaktı, ve aracınız 3. nesil olduğu için bilmediğim bir kaç hafıza da sıfırlanabilirdi.

2025 Aston Martin Vantage Coupe, 21 inç Michelin lastikler, karbon-seramik frenler, twin-turbo V8 motor ve 656 hp güç ile geliyor. Aracın bir önceki jenerasyonundan farklı olarak, direksiyon kolonu titreşim sönümleyiciler kullanılmadan direkt ön şasiye monte edildi. Böylece sürücünün direksiyon ve yol hissiyatı olabildiğince artırıldı. Coupe bir otomobile $292,500 gibi bir bedel ödeyince bu tarz performans geliştirmeleri pek normal oluyor. https://www.wsj.com/lifestyle/cars/2025-aston-martin-vantage-coupe-review-rowdier-and-more-stylish-than-ever-348f4162?st=KU46tz&reflink=desktopwebshare_permalink

Lamborghini Diablo, Italyan firmanın 1990 ile 2001 seneleri arasında toplam 2903 adet ürettiği bir model. Bir de Diablo Monterey Edition olarak çok özel bir versiyon var ki sadece 20 adet üretilmiş. Bu özel araç 530 hp, 5.7 litre V12 motora sahip (tam 12 silindirli). ABD'de Utah eyaletinde Jake Wolf isimli bir kişi bu ender araçtan bir adet Illinois eyaletinde bulup sahibine $140,000 ödeyerek satın alıyor. Üzerinde biraz restorasyon yapıp neredeyse yeni duruma getirerek hayalindeki bu aracı kullanmaya başlıyor. Bazı otomobil meraklıları böyle nadir araçları bulup restore etmekten çok büyük bir zevk alıyor. https://www.wsj.com/lifestyle/cars/it-took-years-to-make-this-ultra-rare-lamborghini-look-like-new-34425b83?st=HyWzyU&reflink=desktopwebshare_permalink

Debriyaj üst pedal bölümünde, debriyaja basınca ve çekince aynı kontak sesi gibi tık tık ses geliyor, önce kış aylarında yapıyordu, şimdi sürekli hale geldi. ustam, üst merkez değişecek dedi, sipariş verdim, yalnız takarken illede direksiyon altı tirimlerin sökülmesi gerekiyormu, youtube bir arkadaş çekim yapmış bayağı zahmetli, motor bölümünde akü ve yuvası sökülmesi gerekiyor gibi. başına gelen varsa paylaşabilir arkadaşlar. bu arada sürekli WD 40 kullanıldı faydası yok.

Bu elektrikli araçlarla ilgili hazır insanların kafası biraz karışmışken sanırım biraz da Lamborghini karıştırmak istiyor. 2025 Lamborghini Urus $275,000 gibi bir fiyatla başlayan şarj edilebilir hibrid elektrikli araç (PHEV). Motor twin-turbo 4.0 litre V8 ve tabii elektrik motorları var. Lamborghini aracın gücünü 620 CV (Chevaux-Vapeur) olarak bildiriyor. HP ve CV arasındaki ilişki ise, HP CV'den birazcık daha aza denk geliyor. Ilk paragrafta bahsettiğim gibi Lamborghini fırsat bu fırsat deyip geleneksel terimler yerine bu terimleri kullanıyor. Lamborghini Debuts Its First Hybrid Super-SUV | Penta

Teşekkür ederim. Ben araca değil beni yüzüstü bırakan markaya küstüm aslında. Biz belki bir fikir oluşturur düşüncesiyle yetkili servise, 'arıza vermeden birkaç gün önce bir kasisten fark etmediğimiz için hızlı geçtiğimizi' söylemiştik. Hiç alakası yok onunla şanzımanla ne ilgisi olur kasisin demişlerdi. Sonrasında kendilerini kurtarmak ve suçu kullanıcıya atmak için araca tekrar bakma lüzumu bile hissetmeden akslar alttan darbe almış diferansiyel hasar görmüş şeklinde bir rapor sunmuşlar Mazda Türkiye'ye. Ben şimdi neden küsmeyeyim neden Mazdacılığa devam edeyim ki? Bana ne faydası var? Türkiye'de var olma çabası içinde debelenen bir markayı ben neden göklere çıkarayım? Arıza vermez en sağlam arabalardan biridir diye Mazda'da ısrar ediyorduk ama gördük ki ilk arızada bizi ortada bırakma meyli içindeler. Arıza vermeme ise mevzu, Honda Toyota Subaru ve daha birçok marka da artık bu konuda iddialı. Bu sabah aracı çalıştırdım ve yine aynı hatayı verdi, bir kez daha nefret ettim arabadan. Vİdeosunu çektim eğer yüklenirse atacağım buraya da. Belki daha önce yaşayan birileri vardır da sebep şu diyebilirler. Video yüklenmiyormuş.

Teşekkür ederim, arıza vermesi bir noktada kabul edilebilir. Sonuçta kul yapımı bir makine. Benim esas kızdığım ilgisizlik. Yani hepi topu birkaç bin kişinin bindiği skyactiv araçları piyasada daha fazla göstermek ve mağduriyet yaşayan bir kullanıcısına destek olmak suretiyle ne olursa olsun arızayı biz gideririz imajı vermek varken resmen beni kaderime terk ettiler. İyi dilekleriniz için teşekkürler

Ben araç güvenilirliğini açıklayan istatistikleri hep izlemişimdir. Bu istatistikler genellikle Mazda'nın marka olarak güvenilir olduğunu iddia eder. Ancak, istatistikler normal olarak genel popülasyonu değerlendirir. Bu popülasyonun içindeki belirli bir araç arıza yapmaz anlamına pek gelmez. Sadece, olasılıkları değerlendirir istatistik. Havayolu en güvenilir seyahat biçimidir, demek gibi. Havayolu güvenilirdir çünkü bilmem kaç(yüz)bin uçaktan sadece biri düşer. Örneğin, benim Mazda da motor arıza ışığı yaktı, açıkçası halen de bu ışık yanıyor ama katalitik konvertör nedeniyle yandığını biliyorum ve pek önemsememeye çalışıyorum. Muhtemelen kataliktik konvertörün değişmesi gerekiyor, ben bunu bir sonraki 10K bakımına erteledim. Temel nedeni de Izmir'de yetkin bir servis bulamıyorum. Bazen kendi kendime diyorum ki, aracı sat, yeni bir Toyota al, eve 1 km uzakta bir yetkili Toyota bayii/servis var. Ama şimdi araç sat, yeniden al, vs ile uğraşmak da istemiyorum. Size kolay gelsin. Hani derler ya, pişmiş tavuğun başına gelmeyen sorunlar yaşamışsınız. Umarım yakında çözülür.

Yetkili servisler konusunda artık marka model farketmeksizin beklentiye girmemek lazım. Yetkili servislerde aynı vatandaş gibi işleri sıkışınca sanayiye koşuyorlar. Çoğunda bir iki usta ve 17-18 yaşında çocuklar, ellerinde telefon. Ne iş sahiplenme ne de kendisi ile ilgili bir kaygı var. Servisler de tamamen kâr amacı ile iş yaptığı için kalifiye olup iş yapan ustalar uzun dönemde karşılığını alamadığı için servisten ayrılıyorlar. Özellikle diğer markalar ile ortak olmayan mekaniklerde bir problem çıkınca ne yetkili serviste ne de dışarıda net teşhis ve çözüm bulunabiliyor. Çok geçmiş olsun. Ne olursa olsun çıkma şanzıman bulabilmeniz çok büyük şans olmuş. Umarım konvertör değişiminden sonra konforlu ve güvenli şekilde seyahat etmeye devam edersiniz.

Geçmiş olsun, yazılanları görünce çok üzüldüm ve servisin vurdumduymazlığı ise sinir bozucu.

Mazda 3 2015 power benzinli aracımı yetkili serviste80000 bakımı için Yağ filtresi: 635,20 TL Hava filtresi: 914,19 TL Polen filtresi: 1470,89 TL Motor yağı: 2530,95 TL Tapa pul: 125,78 TL Sarf malzeme: 306,16 TL Polen filtresi: 572,36 TL Yan sanayi V kayış gergisi: 11913,75 TL V kayışı: 1158,85 TL Direksiyon v kayışı: 397,24 TL Fren hidroliği: 305,72 TL işçilik 2,2 :3300 TL Genel toplam :22160,20 TL (Polen filtresi yan sanayi olurrsa) Ve kayışı gergi yan sanayii leri 1500 tl başlıyor yan sanayi taktırsam özel servis te ne olur tavsiye edilecek özel servis varmı izmirde

Ben de Izmir'de nitelikli servis arıyorum. Daha önce Çiğli'de Tırak Otomotiv'e gidiyordum ama artık oraya gitmemeye karar verdim çünkü hiç dürüst değiller. Beni tanıdıkları halde son gidişimde resmen beni kazıklamaya yeltendiler. Kimseye de önermem.

Orta boy bir kamyonet olan 2024 Toyota Tacoma SR5 turbocharged 2.4 litre 278 hp 4 silindirli motorla ve eight-speed otomatik vitesle geliyor. Opsiyonel motor ise turbocharged 2.4 litre 326 hp 4 silindirli hibrid (bildiğiniz gibi bu durumda elektrik motorunun gücü içten yanmalı motorun gücüne ekleniyor). Aşağıdaki linkte bugün yayınlanan yaklaşık 41 dakikalık Ingilizce bir Consumer Reports podcast (video) var. Türkiye'de maalesef otomobillerle ilgili buna benzer podcastler pek yapılmıyor. Ben CR abonesi olduğum için bunu izleyebiliyorum ama umarım linkteki podcastı siz de izleyebilirsiniz. Eğer izleyemezseniz lütfen bana bildirin ki bundan sonrası için bilgim olsun. Bu podcast ayrıca birkaç Tacoma rakibine de uzaktan gözatıyor. Talking Cars 449: Driving the Toyota Tacoma - Consumer Reports https://www.consumerreports.org/cars/cars-driving/talking-cars-449-driving-the-toyota-tacoma-a1189868511/

2024 Chevrolet Colorado 4WD, Amerikan ölçülerine göre "midsize pickup" yani orta boy bir kamyonet. Rakipleri Toyota Tacoma, Nissan Frontier, Jeep Gladiator ve Honda Ridgeline gibi bizim ülkemize mantıksız vergi rejimi nedeniyle pek giremeyen kamyonetler. Chevy Colorado, Tacoma'dan daha yüksek bir çekme kapasitesine sahip. Colorado motoru turbocharged 2.7 litre DOHC 4 silindirli, eight-speed otomatik vites ile 310 hp güç veriyor. ABD başlangıç fiyatı $40,200. https://www.wsj.com/lifestyle/cars/2024-chevrolet-colorado-review-a-midsize-pickup-punches-above-its-weight-f3899328?st=jeyt696k09nvtjs&reflink=desktopwebshare_permalink

Dünya'dan çok güncel bir örnek. Kenya Hükümeti geçtiğimiz günlerde bütçe açığını kapatmak için kapsamlı vergi artışları yapılacağını açıklamıştı. Bu haber 54 milyon nüfuslu Kenya'da özellikle gençlerin ciddi protestolarına yol açtı. Protestolarda Kenya Hükümetinin açıklamalarına göre 6 kişi öldü ve 200'den fazla kişi yaralandı, Nairobi'de bazı araçlar yakıldı. Bu ölümcül protestoların ardından Kenya Başkanı William Ruto bugün yaptığı açıklamada vergi artışı paketini tamamen geri çektiğini tüm Kenya halkına duyurdu. https://www.wsj.com/world/africa/kenyas-tax-u-turn-highlights-political-realities-of-africas-high-debt-burden-50de8a0f?st=xbbv55z64rkm2a6&reflink=desktopwebshare_permalink

Ustalarım merhaba 2011 otomatik Mazda3 163.000 km'de aldım şanzıman yağı hiç değişmemiş Erzurum'da Oto Şen Bosch servisine yeni Motul Evo cihaz almışlar gittim şanzıman yağının tamamı değişti 11 litre kendim temin ettiğim filtre de takıldı usta karteri de tamamen temizledi sağolsun güzel iş yaptılar ücret de makuldü tavsiye ederim Kurtuluş, Oto Şen Bosch Car Servisi, 15. Sanayi Sokak No:4 Yakutiye/Erzurum Tel : 0549 442 2500

Bir kaza sonucu hava yastığı ünitesi değişen bazı araçlara sahte ve ölümcül hava yastığı ünitesi monte edilebiliyormuş. Tüketicinin, hatta bazen tamircinin bile, aradaki farkı anlaması neredeyse olanaksız oluyor. Gerçek hava yastığı üniteleri çok pahalı oluyor (her biri en az $1000. ve üzeri gibi) ve bunu fırsat bilen bazı üreticiler ucuz ($100. ila $350 gibi) ve düzgün işlev görmeyen hava yastığı üniteleri satıyor. Sahte üniteler teşhis edildiğinde hukuki işlem başlatılıyor ama çoğu kez bunlar teşhis bile edilemiyor. Bunlar illegal olarak ülkeye girip satılıyor. Tabii olan (Allah korusun) tüketiciye oluyor. https://www.wsj.com/business/autos/counterfeit-car-airbags-deaths-8e0d9d65?st=iv5syqzof4jzp5s&reflink=desktopwebshare_permalink

Ben kullandım, A3'ün Golften bir farkı yok, 2cm alçak ambition paketler gerçekten sert ve süspansiyon sesli ama gövde kontrolü bizim Mazda'lardan daha iyi, daha az yatıyor. Drive select'teki ayarlamalar süspansiyona müdahale etmiyor, direksiyon sertleşiyor ama yapay bir sertlik, iyi bir hidrolik direksiyon gibi direksiyon açısı arttıkça doğrusal bir ağırlık artışı bekleme, kopuk yani direksiyon. o sürüş modu ayarlarından da hiçbirşey bekleme, aldığın ilk birkaç gün uğraşıp bir daha açmıyorsun bile, şanzımanı spora çekmek yetiyor. 1.4tfsi motor çok daha atak, performans bir lig yukarıda. A3 iyi bir otomobil, sürüş pozisyonu Golfe göre çok iyi ve sportif, iç mekanda bagaja varana kadar her yer kalite, bizim Mazda'lar gibi değil. Yalıtım açık ara daha iyi, özellikle yüksek hızda A3 ile ilerlemek daha konforlu ve sessiz. Bence de A3 mantık olarak Türkiyede özellikle ciddi önde. Fakat neden A3 yerine Mazda 3 almalıyım diye sormuşsun, tamamen aracın sana verdiği tepkilere ve hislere ne kadar önem verdiğin ile alakalı. Şuanda VW grubun scirocco hariç her arabasında bir kabalık, gerçekten sürüşte bir odunluk var. Mazda'da daha dolgun, daha kendine has bir sürüş kalitesi görüyorsun. Bunun haricinde örneğin D modunda gazı köklüyorsun, şanzıman şöyle bir gecikiyor ve yumuşak bir tepkiyle ama seri ve sessizce araba hız kazanıyor, motor sesi zayıf, üst devirler zayıf ve zaten üst viteslerde 5800 gibi büyütüyor şanzıman, çoğunlukla 6000i görmüyor bile. Mazda 3'te bunu yapınca küt diye anında vites düşüyor ve ilk emiş sesinin agresifliğini, devir çevirmedeki isteği farkediyorsun, her viteste istisnasız 6500e kadar çeviriyor, bütün devir bandını kullanıyor. Şuan benim araçta ikinci egzoz kısmı da açık çift egzoz var ve ses baya baya twinspark Alfa'lara benziyor. Kazandığın hız, performans daha az, fakat deneyim daha sportif. A3ün manuel modda vites büyütmeleri daha hızlı yalnız. Ayrıca A3 tamam iyi yürüyor ama sürekli buperformansı kullanınca acayip tüketimler görüyorsun yol bilgisayarında, Mazda'da böyle uçuk rakamlar hiçbir zaman olmuyor. Performansın karşılığını gani gani alıyor yani Audi. Genel tüketim ortalamaları ise pek farketmiyor bunu Golften biliyorum. Mazda 3 A3 gibi bozuk yollarda pata küte etmiyor, süspansiyon daha sessiz, en belirgin farklardan biri bu. Viraj limitleri de daha belirgin, şasi daha nötr, Esp tam kapanıyor hatta kapatmasan bile limiti aşmana izin veriyor araba ve tepkiler hep progresif Mazda'da. A3ü gerçi böyle zorlamadım ama Golften farklı olmadığı belli bence. Bu tarz kullanımda Mazda'nın en zayıf yanı frenleri, çok çabuk ısınıyor, sert fren yaptıkça pedal çabuk yumuşuyor, istanbula gelince istanbulparka çıkmak istiyordum ama bu frenler beni korkuttu. Golfte frenler dayanıklı idi mesela, yüklü biçimde baya fren yaparak dağdan inmiştik, hiç değişiklik olmadı. Aynısını Ankara-ayaş arası yüklü biçimde ayaşa inerken denedim Mazda'da, gerçi özellikle zorladım ama fren yumuşuyor. A3de tahminim gayet iyidir. Direksiyon olarak mazda'nın direksiyonu hafif ama daha doğal, öyle aman aman değil iyi kesinlikle ama yine de ben A3deki gibi yüksek hızda aşırı ağırlaşıp uzun virajları dönerken ele ters baskı yapan ve yoran direksiyonları sevmiyorum. Yapay bir güven hissine ihtiyacım yok, hidrolik olsa sistem ne ala, elektirik olunca o ağırlık hissi kolondaki motorun ters baskı vermesi ile yapılıyor. Mazda'nın şanzımanı hem sorunsuzluk potansiyeli olarak daha iyi, hemde ve en önemlisi düşük hızlarda manevralarda çok daha pürüzsüz, akıcı, keyifli. A3teki gibi kavrama tuttu bıraktı mantığı yok neticede, tork konvertör otomatik. Tork konvertör olmasına rağmen direklik olarak da bence DSG'den hiçbir farkı yok. Yinede şunu belirteyim, A3'te en azından iç mekanda, Golf, octavia, leon vb araçlardaki gibi o VW grup parçaları ile toplanmış hissi yok, klima-multimedya üniteleri, ekranlar direksiyon vs bir çok şeyde arabaya özgülük hissediyorsun yani ben A3ü beğeniyorum aslında, ne kadar altyapı aynı olsa da kendi özgü bir şekilde tutabilmişler arabayı. Tank gibi orjinal bir Audi hissi alıyorsun. VW grubun geri kalanı ise benim gözümde tam bir lego. Dikkat edersen A3ün üstünlükleri hep ana konularda (performans, yalıtım, kalite hissi, piyasa 2.el vb) Mazda'nın ise hep detaylarla ve hislerle ilgili ki çoğu kişi ana konulara öncelik vereceği için A3ün tercih edilmesi çok normal ve çok doğal, bende başkasına A3 öneririm mazda yerine. Bunun ötesi ne desek boş, senin kullanıp, önceliklerini belirleyip karar vermen lazım.

Gönül isterdi ki bu soruyu Fatih arkadaşımız cevaplasın ama muzdarip olduğu hastalık sebebiyle geçtiğimiz günlerde kaybettik kendisini . Belki bu konu hakkında bilgi sahibi başka bir arkadaşımız vardır.

Herkese selamlar saygılar arkadaşlar, Yaklaşık 1.5 ay önce aracımın alt kısmından bir ses gelmeye başladı. Başta hafif olan ses biraz artınca aracı kullanmayı bıraktım ve yetkili servisle irtibata geçtim. Çekiciyle aracı oraya getirtmemi söylediler, öyle yaptım. Serviste ilgili ustayla küçük bir tura çıktık ve sorunun diferansiyel kaynaklı olabileceğini ama emin olmadığını söyledi. Emin olmak için şanzımanın açılması gerektiğini fakat kendisinin veya oradaki hiçbir ustanın bunu yapamayacağını, dolayısıyla serviste sadece şanzımanın sökülerek sanayide bulunan bir otomatik şanzıman ustasına açtırılarak sorunun tespit edilebileceğini söyledi. Bu arada bu işlem için yetkili servise işçilik bedeli + sanayideki ustaya da işçilik (30-35 bin bandında) ödemem gerektiği söylendi. Bu arada zaman kaybetmeden diferansiyeli Belçika'dan sipariş etmem gerektiği, zira gelişinin 3-4 haftayı bulabileceği söylendi. Fakat sorun diferansiyelde çıkmazsa başka parçalar hatta tam bir şanzımana kadar gidebilecek parça siparişiyle karşı karşıya kalabileceğim söylendi. Tam şanzıman bedeli ise sadece yetkili servise ödeyeceğim tutar 440.000 TL olarak söylendi. Ben aracı sağlam haliyle satsam maksimum 800-900 bin edeceğini, bu meblağın hayret verici ve saçma olduğunu belirttim. Yapacak bir şey olmadığını söylediler. Ben de kendilerine teşekkür ederek oradan ayrıldım ve aracımı bir tanıdık vasıtasıyla sanayideki bir ustaya emanet etmeye karar verdim. Şanzımanı indirip içini açan usta mahruti ve ayna dişlilerinin dağıldığını, bilyenin parçalanarak vites kutusunu oyduğunu ve beyin dahil her yere talaş dolduğunu, yani şanzımanın işinin bittiğini söyledi. Tamiri mümkün olmazmış, mecburen çıkma şanzıman aramaya başladık. Bin bir zahmetle İstanbul'dan eski bir Merser bayii çalışanı olan arkadaştan şanzımanı bulduk ve 120.000 TL ücret ödeyerek getirttik. Bu sırada 20-25 gün araba liftte kaldı, ustayla kanlı bıçaklı olacak düzeye geldik. Neyse gelen şanzıman takıldı, denendi ve bana sorunsuz olduğu söylenerek araç teslim edildi. Bu arada tanıdık aracılığıyla gittiğim ve işçiliği 35.000 liradan 20.000 liraya indiren ustaya lift işgaliye bedeli olarak 15.000 lira daha verdim. Aracı teslim aldıktan 2-3 gün sonra ışıklarda bir kez istop etti, çalıştırınca normal seyrinde devam etti. Birkaç gün sonra bulunduğum ilden yaklaşık 3 saat mesafede olan ANkara'ya seyahat ettim hiçbir sorun yaşamadım. Ankara'da ön düzende sorun var mı diye baktırmaya gittiğim dükkanda aracı geri vitese taktığım anda öksürür gibi yaparak zıplamaya başladı. Vitesi N ya da P ye alınca düzeliyordu ama R ya da D ye alınca tekrar zıplar gibi yapıyordu. Hani acemi şoförlerin manuel viteste debriyaj gaz ayarını yapamaması gibi bir durum oluşuyordu. Ön düzene bakan ustalar hiçbir sıkıntı olmadığını fakat acilen bir otomatik şanzımancıya gitmem gerektiğini söylediler. İvedilikle bir şanzımancıya doğru yol aldım. Ön düzenciden çıkarken arabanın motorunu tamamen durdurup tekrar çalıstırdım ve tekrar sorun yaşamadım. Şanzımancıda durumu anlattım, usta binip gezelim dedi. Binip gezdik ve tabii ki ustanın yanında uslu araba taklidi yaparak hiçbir sorun çıkarmadı araç. Usta çıkma şanzıman takılı olduğu için yatan şanzımanlarda toz yahut kir, parça gibi şeylerin kalabileceğini 1500-2000 km yapmadan yağı tekrar değişmem gerektiğini söyledi. Halihazırdaki sorun, siboplara pislik kaçmasından kaynaklı olabilir dedi. Ankara'dan ayrılıp bulunduğum ile geldim, yolda yine hiç sorun olmadı. Birkaç gün daha hiç sorun olmadı. 1650 km yaptıktan sonra, 5 gün önce cuma günü yağ değişimi için şanzıman değişikliği yapan ustaya tekrar gittim, sorunu anlattım o da "pislik tıkanmıştır, şimdi yağı değişince hiçbir şeyi kalmaz" dedi. Yağı değiştik, çıkan yağ kirliydi. Pazar sabahı ışıklarda durmak için ayağımı gazdan çekip frene basınca araba tekrar zıplar gibi gitmeye başladı ve ışıklara varmadan istop etti. Vitesi P'ye alıp çalıştırdım sorunsuzca çalışıp devam ettim. Bir tanıdığım bu durumun bujilerden kaynaklı olabileceğini söyledi. Onunla birlikte sanayiye gittik ve usta da bobin ya da buji kaynaklı olabilir dedi. Buji almak üzere parçacıya gidecektik ki aracı çalıştırıp R'ye alır almaz yine şiddetle sarsılmaya ve zıplamaya başladı araç. Hemen ustayı çağırdık kaputu açtırıp baktı ve motor neredeyse yerinden çıkacak bu ne böyle dedi. Vitesi P'ye aldırdı ve sarsıntı kesildi. Tekrar R'ye aldım ve araç her seferinde şiddetle sarsılarak en az 7-8 kez istop etti. Sonra çalıştırıp D'ye aldım ve orada da aynısı oldu. Usta o zaman "bu kesinlikle şanzıman arızası, P ya da N de hiç sorun yok ama araca yük bindiği anda motor titremeye başlıyor" dedi. Bu sabah tekrar kendi şanzımancıma gittim, o da İstanbul'dan parça aldığımız arkadaşı aradı ve o da direk türbin (tork konvertörü) arızası bu dedi. Sorumluluğu alıyorum ve parçayı ücretsiz gönderiyorum dedi. Ustaya göre türbin değişince sorun çözülecekmiş. Tabii bu arada ustaya parça değişimi ve işçilik bedeli olarak 15 bin daha ödemem gerekiyormuş. Bu süreçte maddi- manevi çok yıprandım. Sağ olsunlar Mazda Türkiye son 3-4 bakımı yetkili serviste yaptırmadığım için yardımcı olamayacaklarını söylediler. Sanayilere düşmek çok zormuş arkadaşlar, Mazda arıza vermez diye çevremin alma bu arabayı baskılarına karşı çıkarak bu aracı aldım. 8 yıldır sorunsuz biniyordum ama bir kez masraf açtı tam açtı. Araç 95000 km de benzinli 2015 model reflex. Merak edenler için aracı hiçbir zaman agresif kullanan birisi değilim. Moturu durduracağım zaman da önce N ye alıp el frenini çeker sonra P ye alarak kapatırım. Çok uzun bir mesaj oldu, sabırla okuyup fikri olan arkadaşların yardımcı olmasını diliyorum, herkese saygılarımı sunuyorum