Jump to content
  • İlhan
    •   Mazda Europe basın sözcüsü, Hiroşima’nın şirketin mücadeleci tavrını nasıl şekillendirdiğini açıkladı
    •   Konferans, nükleer silahların 21. yüzyılda miladını doldurduğu çağrısını yaptı ve ortadan kaldırılmalarını talep etti
    Mazda’nın mirası, dünya çapında trajik geçmişiyle bilinen ana yurdu Hiroşima’yla sıkı sıkıya bağlıdır. Hiroşima'nın geçmişi, Mazda'yı dünya barışı mücadelecilerinden biri haline getirdi ve araç üreticisi şirket bu yönünü, hafta sonu nükleer silahların ortadan kaldırılmasına yönelik çağrıların yapıldığı Vatikan konferansına katılmasıyla bir kez daha gösterdi.
     “Nükleer silahların olmadığı, tamamen silahsızlanmış bir dünya için bakış açıları” etkinliği, Vatikan tarafından barış ve ilerlemeyi destekleme amacıyla yeni kurulan Bütünsel İnsan Gelişimini Destekleme Dairesi tarafından organize edildi. Konferans, Nobel Barış Ödülü kazananlarını, Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu’yu, ve Mazda gibi konuyla ilgili diğer uzman ve kuruluşları kilise temsilcileriyle bir araya getirdi.
     Mazda Europe insan kaynakları başkan yardımcısı Bruno L. Müller, Hiroşima merkezli araç üreticisi şirket adına konuşma yaparak 6 Ağustos 1945'te atılan atom bombasının ve sonrasında yeniden yapılanırken Mazda’nın da önemli bir rol oynadığını, bu güne kadar şirketin değerlerini ve asla vazgeçmeme ruhunu nasıl etkilediğinden bahsetti.
     “Mazda olarak insana öncelik veriyoruz ve bu felsefemizi araçlarla sınırlı tutmadan yaptığımız her işe yansıtıyoruz. Bu durum Mazda'nın kendini dünyada fark yaratan etkinliklere adamasından da anlaşılabilir” şeklinde konuşan Müller, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Hiroşima’nın tarihi, farklılıklarımızı bir kenara bırakıp birlikte çalışmamız gerektiğini gösteren bir hatırlatma görevi görüyor. Özellikle bugün barışın kıymetini bilmemiz gerekiyor. Direnmeliyiz. Bizim görevimiz bu.”
    Konferansın savunduğu görüşlerden biri de nükleer caydırıcılığının; terör, siber güvenlik, çevresel bozunum ve fakirlik gibi 21. yüzyıl tehditlerine karşı koymada yetersiz kaldığıydı.
     Etkinliği düzenleyen dairenin başkanı Kardinal Peter K. A. Turkson “etkinliğin, Papa Francis’in dünya barışı için harekete geçmeye verdiği önceliğin bir karşılığı” olduğunu söyledi ve sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yaradılışın kaynaklarını sürdürülebilir gelişme ile birlikte, birey ve ülke ayırmaksızın tüm insanlığın yaşam kalitesinin gelişmesi için kullanmalıyız.”
    Kaynak : Mazda - Press
    İlhan
    Mazda tarafından yapılan büyük bir araştırmanın sonucuna göre, üç Avrupalıdan ikisi sürücüsüz otomobiller yaygınlaşsa bile araç kullanmaya devam etmek istiyor. 
    Sürüş keyfini kutlamak için Mazda Drive Together kampanyasının bir parçası olarak başlatılan Ipsos araştırması kapsamında Avrupa’daki önemli pazarlarda 11,008 kişinin katılımıyla gerçekleşen ankette, sürücülerin ortalama %66'sının sürücüsüz araçlar yaygınlaşsa bile direksiyon başında kalmak istediklerini ortaya çıkardı. İngiltere, Almanya, Avusturya ve Polonya'da bu değer % 71’lere ulaşırken sadece İtalya'da% 60'ın (% 59) altına düştü. 
    Bununla birlikte araştırma, sürücülerin sadece %33'ünün "sürücüsüz araçların gelişini” beklediklerini gösterdi. Bu oran Fransa ve Hollanda'da %25’e düşerken İngiltere'de sadece %29'a ulaşıyor. İlginçtir ki, Avrupa çapında genç yaş gruplarının sürücüsüz araçlara büyük bir destek verdikleri gözlemlenmedi. Hatta 18-24 yaş grubunun (%33) sürücüsüz araçların gelişi konusundaki beklentisi, 25-34 (%36) ve 35-44 (%34) yaş gruplarından daha yüksek değil. 
    Araştırma ayrıca, aşağıdaki istatistiklerde görüldüğü gibi, otomobil ve sürücü arasında önemli bir duygusal bağ olduğunu ortaya koyuyor: Sürücülerin ortalama %69'u "gelecek nesiller araç kullanmaya devam etme seçeneğine sahip olmayı umuyor" seçeneğini işaretledi. Bu değer, Polonya'da %74, İngiltere, Almanya, Fransa ve İsveç'te %70 ya da daha yüksek çıktı.  Buna ek olarak, araç kullanmayı sevenlerin %36'sı otomobillerini ve araç kullanma eylemini "kişiliklerinin uzantısı" olarak görüyor, bu değer Polonya'da %56’ya, İtalya'da ise %46’ya çıkıyor. %34'lük bir  kısım da araç kullanmanın "unutulmuş bir zevk" olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Fransa, İtalya ve Polonya'da bu oran %40 veya daha yüksek. 
    Mazda Motor Europe'un Başkanı ve CEO'su Jeff Guyton "Marka olarak otomobil kullanmayı çok seviyoruz ve bu araştırma çok sayıda Avrupalı sürücünün de bizimle aynı fikirde olduğunu gösteriyor. Elbette sürücüsüz araçlar da bizim için önemli ama öyle görünüyor ki insanlar için araç kullanmanın zevki çok ayrı. 
    "Bu yüzden Mazda'da sürücüyü faaliyetlerimizin merkezine koyuyoruz ve bu nedenle şu anki Drive Together kampanyamız araç ve sürücü arasındaki bağa odaklanıyor. Buna, at ile binicisi arasındaki mükemmel uyumu tanımlamak için kullanılan Japon deyimi Jinba Ittai diyoruz. İşimizin temelini, sürücü ve aracını birbirine daha yakın hale getiren araçlar yaratmamıza yardımcı olan bu insan merkezli felsefe oluşturuyor.”
    “Genel olarak otomobil endüstrisine baktığımızda, pek çok üreticinin sürüş keyfini sürücülerden aldığını görüyoruz. Mazda'da buna karşı savaşıyoruz ve araştırma sonucuna göre sürücülerin büyük bir çoğunluğunun hala direksiyon arkasında olmak istedikleri aşikâr. Teknolojik gelişmelerle araç ve sürücü rolünün değerini azaltan ve sürüş eylemini sorgulayan bir dünyada sürüş keyfi geleneği için mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 
    Araştırmadan elde edilen diğer bulgular, Avrupalıların %54'ünün "sadece eğlenmek için" yolculuğa çıktığını gösteriyor. Bu oran İsveç'te %73 gibi yüksek bir değere ulaşırken İngiltere, Hollanda, Polonya ve Avusturya'da bu oran %60'ı buluyor. Ortalama %53'lük bir kısım ise "araba kullanmanın A'dan B'ye ulaşmanın ötesinde" olduğunu düşünüyor. Polonya'da bu oran %66'ya yükseliyor. %55'lik kısım ise aileyle ve / veya arkadaşlarıyla birlikte araba kullanmanın "özel bir deneyim" olabileceğini düşünüyor. İspanya, İtalya, İsveç ve Polonya'da bu %60’tan da yüksek bir orana ulaşıyor. 
    Diğer etkinliklerle karşılaştırma yapıldığında, %37'lik kısımın araba kullanmayı bilgisayar oyunlarına, %23'ünün ise dışarıda eğlenmeye ya da spor yapmaya tercih ettiği görülüyor. İngiltere’de %37'lik kısım spor yapmaktansa araba kullanmayı tercih ediyor.
     
    * Not: Ipsos MORI tarafından yapılan tüketici araştırması verileri, 11 Avrupa pazarında 11,008 yetişkin arasında yapılan ve her pazarda en az 1,000 anket içeren bir araştırmaya dayanmaktadır. Tüm anketler 7-22 Eylül 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Tüketici anketi verileri her ülkenin yetişkin nüfusunun bilinen nüfus oranlarının yaş, cinsiyet ve bulundukları bölgeye göre ağırlıklandırılmıştır.
    Kaynak: Mazda - Press
    Mehmet Özdemir
    Mazda'nın Hiroşima tasarım ve üretim stüdyosu, renk ve trim tasarımı genel müdürü Takashi Okamura, Mazda otomobillerinin geliştirme sırlarını anlatıyor.
    Mazda'da Malzeme Tasarımının Esasları Nelerdir?
    Şekil albenisi, renk zenginliği ve doku karmaşıklığının kombinasyonu, herkesin üzerinde anlaşabileceği, güzel kabul edilebileceği bir nesneyi ortaya çıkarır. Malzeme tasarımcıları olarak, mücadelemiz, bu üç unsuru bir araya getirmektir. Bu sinerji için araştırmalarınıza nereden başlarsınız?
    İlk başta, müşterilerimizin arabalarımıza girdiklerinde elde etmeyi umdukları izlenimin her yönünü düşünüyoruz. Bu duyusal ifadeleri, yeni fikirler üreterek yerine getirmeyi hedefliyoruz. Örneğin, Yeni Mazda CX-5 ile, "rafinelik" ve "dayanıklılık" kavramlarını bir araya getiren bir malzemeyi hayal etmeye başladık. Dekorasyon paneli için, metal parıltısına sahip bir ahşap hayal ettik, ancak bu malzeme ne ahşap ne de metaldi. Ardından, mükemmel bir elişi becerisiyle konsepte ve etrafındaki öğelerle uyum içinde olacak şekilde yeni malzemeyi yarattık.
    Bu yeni malzeme, bağlı olduğu metal parçalar ve etrafındaki malzemelerle birlikte insanlara "rafine tokluk" hissi veriyor. Bu özel malzemeleri nasıl seçiyorsunuz?
    Mazda tasarım ekipleri, tedarikçileriyle yakın çalışır, onlara fikirlerimizi sunarız ve istediğimiz imaja uyacak yeni örnekler oluştururuz. Tedarikçilerimiz, üretimlerim süreçlerimizdeki değeri görürüyorlar ve onlar da yeni şeyler yaratma şansı buluyorlar. Mazda'nın Malzeme Tasarımı Felsefesinin Merkezi Öğesi Nedir
    Tasarımlarımız, her şeyin ötesinde, insan merkezli ve müşterilerimizin iç mekanın tamamında dokunuşlarını hissetmesini istiyoruz. Mazda'da "insan eliyle" güzel tasarım yaratma fikri köklüdür. Örneğin, yeni nesil araçlarımızda iç kapı kollarını tasarlarken, soğuk veya ruhsuz görünebilen düz metal yerine elle parlatılmış gibi görünen ve hissettiren bir şeyin görünümünü vermeyi amaçladık. JINBA ITTAI Konsepti Bu Malzeme Etkileşiminin Bir Örneği midir?
    Jİnba Ittai, otomobil ve sürücü arasındaki bağlantı duygusu, Mazda'nın iç tasarımlarında ana temalarından biridir. Mazda MX-5'in iç mekanını tasarlarken, aynı duygusal şekillendirme ve renk tasarımını sağlayarak, dış ve iç arasındaki görsel sınırı kaldırmayı hedefledik. Bir başka örnek: Mazda CX-9'un direksiyon simidinde, çift dikişler uygulayarak ekstra bir hassasiyet ve işçilikle dokunuş sağladık.
     
    Mazda Tasarımcıları için Yeni İmkanlar Oluşturmada Teknolojinin Rolü Nedir?
    Teknolojinin öneminden ziyade, önemli olan, teknolojiyi amacımıza ulaşmak için nasıl kullandığımız. Yenilikçiliği amaçlıyoruz - otomotiv endüstrisi için yeni değer yaratmak ve farklı fikirleri ve yorumları birleştirerek tasarımı konusuna taze ışık tutmak en büyük hedefimiz. Bence, tasarımın asıl özü budur.
    İlhan
    Bu Zorlu Kaza Testini Geçebilen 15 Otomobil Marka-Modeline Bakacak Olursak;
    Amerika Birleşik Devletleri merkezli Insurance Institute for Highway Safety ya da kısa adıyla IIHS, kaza testi konusunda en önemli kuruşlardan. 1959 yılında kurulan ve kar amacı gütmeyen kurum, zorlaştırdığı TOP SAFETY PICK+ ödülünü bu sefer sadece 15 otomobile verdi. 
    IIHS, TOP SAFETY PICK+ ödülüne 2018 için iki yeni gereklilik daha ekledi. Bunların ilki farlar tarafında karşımıza çıkıyor. Kurum 2016 Mart ayından bu yana baktığı farların da “iyi” yeterliliğe ulaşmasını şart koşuyor. Bir diğer yeni gereklilik ise aracın önünden yapılan yanal kazalardan (Yolcu tarafı) “iyi” veya “kabul edilebilir” puan almasını gerektiriyor. Bunları ve hali hazırda kullanımda olan diğer kaza testlerinden (Arkadan, yandan vb.) iyi sonuç alan araçlar, kurumdan TOP SAFETY PICK+ ödülünü alabiliyor. Bu prestijli ödülü alan 15 araç ise şu şekilde sıralanıyor: “Kia Forte, Kia Soul, Subaru Impreza, Subaru Legacy, Subaru Outback, Toyota Camry, BMW 5 Serisi, Genesis G80, Genesis G90, Lincoln Continental, Mercedes-Benz E Sınıfı, Hyundai Santa Fe, Hyundai Santa Fe Sport, Mercedes-Benz GLC. " 

    IIHS’in başka ödül kategorileri de var Kurumun bu açıklaması elbette diğer otomobillerin kötü olduğu anlamına gelmiyor. TOP SAFETY PICK+ ödülünün iki gerekliliğini karşılayamayan ancak oldukça güvenli olan 47’den fazla otomobil modeli bulunuyor. Bu modellere TOP SAFETY PICK ödülünü veren kurum, bu otomobillerin de gerçekten çok güvenli olduğunu açıklıyor. Bu araçlar arasında “Hyundai Elantra, Toyota Prius, Audi A3, Audi A4, Volvo S60, Volvo V60, Volvo XC60, Honda CR-V, Hyundai Tuscon, Kia Sorento, Mazda CX-9, Mazda 3, Honda Accord ve Alda Romeo Giulia” gibi modeller bulunuyor. Kurumun tüm araçlar için bir araya getirdiği detaylı testleri ise burada yer alıyor. 
    https://video.vidyome.com/videos/12-2017/PE6wcuTKEkDYsaeTxXM4.mp4
     
    Kaynak: Log & IIHS
     
     
    İlhan
    Bir kol hızlanma ve yavaşlamayı kontrol ediyor. Vites geçişleri ise direksiyonun sağına alınmış.
    Mazda, Japonya'da MX-5 ve RF'in tamamen el ile kontrol edilebilir versiyonlarını piyasaya sunacak. Böylece otomobiller tekerlekli sandalyedeki müşteriler için çok daha kolay kullanılabilir hale gelecek. Benzer bir ekipman Mazda 3 için de tanıtılacak.

     
    Araçtaki değişimler araca girmeye çalıştığınız andan itibaren başlıyor. Yardımcı bir koltuk aracın kenarını tamamen kaplıyor ve araca binmenizi kolaylaştırıyor. Buna ek olarak, yolcu koltuğunun yerini alan bir tekerlekli sandalye kapağı da var.
    Direksiyonun başına geçtikten sonra ise sürücüler normalde vites kolunun olduğu yerde gaz ve fren pedallarının yerini alan bir kol bulacak. Kolu geri çekmek roadster'ı hızlandırırken ileri itmek ise yavaşlatıyor. Sinyal lambaları ve korna da bu kolun üzerinde bulunuyor. Bu ekipman sadece otomatik vitesli otomobiller için sunuluyor. Buna karşın sürücü direksiyonun sağ tarafında bulunan düğmeler ile vitesi manuel olarak değiştirebiliyor. Direksiyonda bulunan topuz ise direksiyonu kavramanızı kolaylaştırıyor.




    Tekerlekli sandalye dostu parçalar şimdi roadster'lar için satışta. Böylece daha önce  spor otomobillerin tadını çıkaramayanlar da bu duyguyu tadacak. Yeni ekipman ise modelin fiyatını 3,252 dolar yukarı çekiyor.
    Amerika'da ise MX-5 Miata, pazarda birkaç yıldır bulunmasına rağmen hala iyi satış rakamlarına sahip. Marka 2017 Ağustos ayına kadar 8,871 roadster teslim etti. RF'ler ise geçen yıl aynı döneme kıyasla %25 daha yüksek satış rakamlarına sahip.
    Kaynak: Mazda
    İlhan
    Mazda Kuzey Amerika CEO'su Masahiro Moro, fikri değerlendirdiklerini açıkladı.
    Yeni Mazda6, 2017 Los Angeles Otomobil Fuarı'nda yeni bir yüz ve motor seçeneğiyle tanıtıldı. Turbo desteği gören 2.5 litrelik SkyActiv motor, ürettiği 250 bg güç ve 420 Nm torku SkyActiv-Drive isimli 6 ileri otomatik şanzıman ile yola aktarıyor.
    CarAdvice'tan gelen haberlere göre Mazda yöneticileri, Amerika Birleşik Devletleri'nde sunulan modele dört çeker sistemi eklemeyi planlıyor. Mazda6 ve kardeşi Mazda3, şu anda Japonya gibi pazarlarda 4WD olarak sunuluyor fakat yeni turbo motorun tanıtılması, teknolojinin A.B.D.'ye taşınmasını engelleyebilir.
    Mazda Kuzey Amerika'nın CEO'su Masahiro Moto, "Sanırım dört çeker ile 2.5 litrelik turboyu eşleyemiyoruz. Sedan modellerinde bir düzen sorunumuz var. Bu yüzden Mazda3 ve Mazda6'nın Amerika'ya gelen örneklerine dört tekerlekten çekiş sistemi uygulanmadı" şeklinde konuştu.
     

    Her ne kadar markanın mühendislik anlamında bu fikre bolca kafa patlatması gerekse de, iddialar Mazda'nın bu seçeneği değerlendirdiği yönünde. Moro, premium sedanların "%80-90'lık bir kısmının dört çeker opsiyonuyla alındığı" A.B.D. pazarında böyle bir modele "dev bir talep" olduğunu belirtti. Mazda6'nın gördüğü makyaj ile daha lüks hâle gelmesi, dört çeker iddialarını kuvvetlendiriyor.
    "Dört çeker, Amerikan müşterilerinin vazgeçilmezi sayılabilir. AR&GE departmanımızdan AWD seçeneğini değerlendirmelerini rica ettim."

    Şimdilik önden çekiş düzeni ile yola devam eden Mazda6 ve Mazda3 ikilisini gelecekte büyük değişimler bekliyor olabilir. Hatırlarsanız daha önce Mazda6'nın bir sonraki neslinde yeni RX modeliyle RWD (arkadan çekiş) platformunu paylaşacağısöyleniyordu. Yukarıdaki casus fotoğraflarında gördüğünüz yeni nesil SkyActiv-X motor ailesi ise, 2019 yılında Mazda modellerinde kendisini gösterecek.
    Kaynak: CarAdvice & Motor1
    İlhan
    Mazda yine yapacağını yapmış..  Mx-5 kullanıcılarına butik bir hizmet...
    Roadster'ını ilk günkü hâline çevirmek isteyenler için büyük fırsat.
    Hiçbir şey zamana karşı etkilenmeden direnemez. Çok iyi bakılan otomobiller bile bir noktadan sonra yaşını belli etmeye başlıyor. Örneğin NA jenerasyon koduna sahip birinci nesil Mazda MX-5 şu anda 28 yaşında ve Mazda'ya göre araç sahipleri otomobillerinden vazgeçmiyor. Japon üretici, sadık müşterilerine bir jest yaparak araç için bir restorasyon servisi başlattı.
    Mazda, Japonca yazılan bir blog gönderisinde Miata kullanıcılarından hep şunu duyduklarını belirtmiş: Aracımı sonsuza kadar sürmek istiyorum, lütfen onun için parçalar üretin. Japon üretici de tam olarak bunu yapmaya karar vermiş. Mazda, bu yıl içinde müşteri araçlarını kabul edecek ve 2018'in başında onları restore etmeye başlayacak. Restorasyon süreci başlamadan önce müşterinin tüm istekleri not edilecek. Marka bunun için TÜV Rheinland Japan Co., Ltd'den onay alacak.
    Mazda, araçları tamamen restore etmenin yanı sıra klasik otomobili için bir dizi yedek parçanın üretimine de tekrar başlamak istiyor. 2018 itibarıyla Japon üretici açılabilen kumaş tavan, 185/60 R14 ölçüde orijinal Bridgestone SF325 lastikler ve sadece NA MX-5'lerde sunulan Nardi marka ahşap direksiyon simidi ve vites kolu gibi parçaları piyasaya sürmeyi planlıyor. Mazda, üretilebilecek diğer parçalar için "müşteriler ile kapsamlı bir diyalog içerisine gireceklerinin" de altını çizdi.

    Program, yıllardır roadster'ını kullanan ve ona bakan müşterileri kazanma adına harika bir strateji. Mazda, 1989'dan bu yana 1 milyonun üzerinde MX-5 sattı, yani doğal olarak yedek parça konusunda ortada büyük bir talep var.
    Avrupa'da da buna benzer restorasyon programları var. BMW, Mercedes-Benz ve Jaguar bu işi yapan markalar arasında yer alıyor fakat Mazda, Avrupalı rakiplerinin aksine bunu oldukça ucuz bir araç için yapıyor - ki bu da Japon spor otomobil kullanıcılarının araçlarına ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor.
    Kaynak: Mazda & Motor1
    Can SAKA
    Mazda 6 2. makyaj operasyonundan sonra bu gün Los Angelas'da Kuzey Amerika Mazda başkanı ve ceo'su Masahiro Moro tarafından yeni tasarımıyla tanıtıldı.
    Masahiro Moro Cx-9 üzerinden başladığı konuşmasında Mazda'nın premium bir marka olmaya giden yolda başarılı bir şekilde yol aldığını ve bu kaliteyi uygun fiyatlara sunduklarının üstünde durdu. En son tanıttıkları Vision Cuope Consept'in Kodo tasarımının ne olduğunu ve gelecek de otomobil tasarımlarına nasıl etki edeceğini belirtti. Bu gün bulundukları noktanın en son kanıtı olarak yeni Mazda 6'nın örtülerini kaldırdı. İlk bakışta 6'nın bakışlarının daha da keskinleştiği ve yeni ön ızgara tasarımının değişimi gözde çarpıyor. Sis farları ise far grubuna dahil edildi. Aracın siluetinde büyük değişiklikler yok fakat yeni jant tasarımı yan görünüşte farklı bir şeyler olduğunu hissettiriyor.
    Yenilikler içeride de devam ediyor. Ön konsolda havalandırma kanalları içeriye gömülmüş. Her birinin etrafındaki krom süslemeler yerine yekpare ve konsolun solundan sağına tek bir çita ile sürücü ve ön yolcu tarafındaki kapı birleşim kısımlarındaki havalandırmalarda birleştirilmiş. Head-Up Display ilk kez CX-9 da gördüğümüz ve CX-5 ile devam eden sistem ile donatılmış ve artık ekstra bir yüzeye ihtiyaç duymadan direk ön cama yansıtılıyor.
    Ön koltuklar ve arka koltuklar ise yeniden dizayn edilmiş artık daha genişler ve yüksek yoğunluklu titreşimi abzorbe eden üretan sünger kullanılmış. Ön koltuklara havalandırma seçeneği de eklenmiş. Gösterge paneli ve klima kumanda öğeleri de elden geçirilmiş. İç dikiz aynasının büyük plastik kutu görünümünden kurtulup daha modern ince bir krom çerçeve ile süslenmiş. Kapı içlerinde sadeleşen tasarım ve konsolda kullanılan ahşaba burada da yer vermeleri kalite algısını yükseltmiş. Mazda'nın ödüllü 2.5 hacmindeki 4 silindirli motoru 6 da kullanılmaya başlanacak. Bu başarılı motoru ilk olarak Cx-9 da görmüştük. Şimdi ise motora silindir deaktive sistemi entegre edilmiş. 40 km/h ve 80 km/h arasındaki sabit hızlarda sürücü tarafından ekstra bir güç talep edilmediği sürece 2 silindir aktif olmayacaktır. Ayrıca G-Vectoring Control standart olarak sunulacak ve renk seçenekleri arasına Crystal Soul Red eklendi.

    Mazda mühendisleri Mazda 6’nın şasisini tekrar ele aldılar. Yapılabilecek tüm değişiklikleri yeni Mazda 6’nın sürüşüne ve kalitesine olumu yönde etki edecek şekilde yaptılar. Belirtilene göre yapılan değişiklikler daha yumuşak ve lineer sürüş hissi daha iyi olan NHV(noise-vibration-harshness) yani gürültü-titreşim-sertlik üçlüsünün de ‘’ultra-sessiz’’ olan CX-9’a benzer olduğu söylendi. 6’nın yol tutuşunda ödün vermeksizin yapılan değişikler sonucunda süspansiyon geometrisi revize edildi. Ayrıca şasi modifikasyonlarında arka tekerlek çukurlarında kullanılan daha kalın metal saç, güçlendirilmiş şasi destekleri ve kalınlaştırılmış süspansiyon bağlantıları konu daha sessiz bir kabine Mazda 6’nın neler yapabileceğini kanıtlar nitelikte.
    Son olarak yeni Mazda 6'nın İlkbahar 2018 de satışa sunulacağı duyuruldu.





    MazdaClubTR
    2017 senesi MazdaClubTR'nin 10 yılı geride bırakması anlamına geliyordu. Bunu sizlere çeşitli hediyeler vererek kutlamak istedik ve Haziran ayında yaptığımız anket sonucunda da bu hediyelerimizin en önemlisi olan Periyodik Bakım Hakkını sizlerin oyları ile @Tarahumarakazandı.
    Üyemizin aracının bakım zamanı Kasım sonu olduğunda hediyemizi kendisine takdim etmek için bekledik ve dün Musluoğlu'nda periyodik bakımını yaptırdık. 
    Aracını daha nice, güzel günlerde kullanmasını diliyoruz.

    MazdaClubTR
    Bir süredir gördüğümüz teaserları ve Tesla'nın TIR dünyasını kasıp kavuracağına dair söylentileri düşünürsek, büyük bir şeyler olmasını bekliyorduk. Elon Musk Los Angeles'ta Semi'nin performansını anlatırken biraz etkilenmiştik. Fakat bize aracın sıfırdan 100 kilometreye 5 saniyede çıktığını söyleyince gerçekten de aklımız şaştı. Semi bunu arkasında yükü yokken yapıyor. Fakat diğer kamyonları bir kenara koyun, bu bir Alfa Romeo Giulia'dan bile daha hızlı.

    Bu epey iyi, fakat çekicinin sırtında yükle yüz kilometreye çıkması ne kadar sürüyor? Tesla'nın söylediğine göre TIR arkasında 36 ton yükle yüz kilometreye yaklaşık 20 saniyede çıkabiliyor, böyle bir kütle için bu inanılmaz bir rakam. Daha önemlisi ise, Semi %5 eğimde (dik bir yokuş) 105 kilometre sabit hızla tırmanabiliyor. Dolambaçlı yollarda bir TIR'ın arkasına takılan her insan bu özelliğe saygı duyacaktır.
    Dahası da var. Açıklanan rakamlara öre Semi otoyol hızında 800 kilometre menzile sahip. Bu rakam dizel motora sahip bir çekicinin bir depoyla gidebileceğinden çok daha fazla. Çekicinin verimli aerodinamik tasarımının da bu menzile katkısı var. Aracın tabanı düz, ve verimliliği arttırmak için yan taraflarında plakalar var. Bütün bu detaylar bir araya geldiğinde Tesla'nın sürtünme katsayısı bir Bugatti Chiron'dan daha küçük.
    Tabi ki en büyük sorun bataryaların tekrar şarj edilme süresi. Fakat Tesla, DC megaşarj istasyonlarında 30 dakikada aracın 650 kilometre menzile yetecek kadar şarj olduğunu söylüyor. TIR parklarına kurulacak şarj istasyonları ağı ile bir anda uzun menzilli bir çekiciye epey yaklaşmış oluyoruz.
    Şoför mahalinde ise Tesla Semi merkezi bir sürüş pozisyonuna sahip. Direksiyonun iki tarafında iki büyük ekran mevcut. Aracın her tarafında bulunan kameralar kör noktaları izlemeyi mümkün kılıyor. Aynı zamanda araç büyük ölçüde sürücü güvenlik yardımcılarıyla geliyor. Tesla Semi'lerden oluşturulmuş bir konvoyda ise araç otopilota alınarak en öndeki Semi'yi takip edebiliyor.
    Fiyata gelirsek, Tesla masraflardan çok bahsetmiyor fakat 1.6 milyon kilometre sonunda 200,000 dolara varan yakıt masrafından kurtularak kar edilebileceğini söylüyor. Bu mesafe araçlarını günlük olarak süren bizler için çok fazla gelebilir, fakat taşımacılık dünyasında hiç de büyük bir rakamdan bahsetmiyoruz.
    Tesla, Semi'nin 2019'da üretimine başlanacağını söylüyor. Marka çoktan 5000 dolar karşılığında ön sipariş alımına başladı. Eğer bu makine gerçekten tanıtıldığı gibiyse, otomobil ve taşımacılık dünyalarının değişiminin eşiğindeyiz diyebiliriz.
    Kaynak: Motor1.Com
×
×
  • Yeni Oluştur...